ÇÖZÜMÜN ALTIN ANAHTARI;DEMOKRATİK İKLİM
Komplo teorilerinin egemen olduğu, birey ve toplumları acz içinde bıraktığı durumlarda mücadele azmininin oluşmasını sağlamak gerçekten çok zor.
Öyle ki, mesafe aldığımıza dair inancım artmaya başladığında, bütün yapılanları sıfırlayan bu anlayış ve inanç, zihnimde çaresizlik düşüncesi uyandırıyor.
Kastettiğim kararsızlık değil.
Kararsızlık aşılabilir.
Ancak durum bundan daha vahim.
Vahim olan ise; dillendirilen, ortaya atılan iddialar.
Şöyle ki, “Çok büyük ve organize küresel bir güç her şeyi planlıyor ve o plan doğrultusunda dünyada olaylar şekilleniyor, yönetimler oluşturuluyor” söylemiyle zihinlerimizi ve davranışlarımız şekillendiriliyor.
Bu inanmışlık ve teslimiyet içinde davranan, başka bir yol ve imkan olacağına inanmayan insanlarla konuşmak ise gerçekten çok zor.
Komplo teorilerine inanan bu insanlar esasında memnun olmayan öfkeli ve muhalifler.
Ancak bu kişilerin muhaliflikleri, yakın çevresinde bulunan, aynı veya benzer muhalif siyasi anlayışa sahip olan insanlarla konuşmak ile sınırlı, maalesef muhalif duruşlarını bir adım öteye taşımıyorlar.
Yani, muhalifler ama, sohbet biraz derinlikli olarak sorunlar ve çözümleri üzerine yoğunlaşınca, devreye hemen “komplo teorileri ve her şeyi kurgulayan küresel oyun kurucu aktöre” getirilerek sorumluluklarını sıfırlamak istiyorlar.
Zihnen ürettikleri veya teslim oldukları; “Büyük güçler, Diğer güçler, Küresel odaklar, Siyonist yapılar” kendilerini yükümlülükler yükleyecek mücadeleden kaçmak için “Meşru bir sığınak, korunaklı bir mevzi” işlevi görüyor.
Böylece vicdanlarını rahatlatıyor ve sorumluluktan kurtulmuş oluyorlar!
İş bununla bitiyor mu?
Elbette hayır!
Ülke olarak karşılaştığımız sorunlara çözüm arayanlara güvenmiyor, onlarında “büyük ve küresel güçlerin maşası, işbirlikçisi”........© Enpolitik





















Toi Staff
Sabine Sterk
Gideon Levy
Penny S. Tee
Waka Ikeda
Daniel Orenstein
Grant Arthur Gochin
Beth Kuhel