menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

BAHÇELİ NE YAPMAK İSTİYOR?

12 0
24.11.2025

Bugün bazı çevrelerin ısrarla -Kürt Sorunu -dedikleri şey aslında bir inşadır.

Çünkü neye inandırılırsanız, osunuzdur.

Bu,iç ve dış tahriklerle önce bir ulus sonra da bundan bir devlet çıkarma çalışmasıdır. Ve bu yeni bir plan değildir, en az yüz yıllık geçmişi vardır.

Öncelik bazen devlet bazen millettir.

Bunu -şartlar- tayin eder.

Eğer güçlü bir devlet çatısı altında ve bunu gerçekleştirecek kudrete sahip değilseniz önceliğiniz -şarlar gereği- milletleşme olacaktır.

Kürt sorunu dedikleri şey işte budur: önce milletleşme sonra devletleşme.

Her şeyi dış güçlere fatura etmek, Türk siyasetinde klasikleşen -sorumluluktan kaçma- geleneğinin bir sonucudur. Lakin bu meselede öyle değildir.Daha 1900'lü yıların ilk çeyreğinde bir İngiliz Amirali, Lord Curzon'a yazdığı mektupta şöyle diyecektir:"Kürdistan Türkiye'den tamamen ayrılıp özerk olmalıdır.Ermenilerle, Kürtlerin çıkarlarını bağdaştırabiliriz.İstanbul'daki Kürt kulübü başkanı S.Abdülkadir ve Paris'teki Kürt delegesi Şerif Paşa emrimizdedir."

İngiltere Türk-İslam coğrafyasında kendi çıkarlarını kollarken, başka bir Amiral Sir. F.de Robeck yine Lord Curzon'a dönemin Osmanlı hükümetinin ülkeyi değil, kendi iktidar ve ikballerini nasıl düşündüğünü şu sözlerle anlatacaktır:"Damat Ferit bana geldi.Sulh anlaşmasına göre Kürtler ayrı bir devlet olacaklardır,Kürt liderleri Mustafa Kemal'i sevmez...Siz Mustafa Kemal'den nefret ediyorsunuz,çünkü o sizin........

© Enpolitik