Teknolojik savaş!

Hepinizin malumu, geçtiğimiz günlerde Mossad’ın çağrı cihazları ve telsizler üzerinden yapmış olduğu operasyon,lokal gibi görünse de dünyanın tamamını ilgilendirmekte. Elbette sadece Lübnan-Hizbullah ya da Filistin meselesi değil, bu bilinen bir gerçek.

Bu olayda, Hizbullah ve İran’ın bugüne kadar İsrail’e karşı tutumları, ilişkileri, suikastler, suikast niteliğindeki kazalar ve en tepeden en aşağı verilen kayıplar, bir işbirliği olabilir mi sorusunu da akıllara getirmiyor değil.

Her meseleden sonra dillerde dolanan hamasi nutuklar var, ‘’işte bu bizim kırmızı çizgimizdir, bardağı taşıran son nokta oldu, bundan sonrasını onlar düşünsün, İsrail’i haritadan sileceğiz…’’ gibi çok büyük sözler sarf ediliyor ve medyadan da bu söylemler üzerine ‘’ şu saatte İran saldıracak, bu saatte Lübnan saldıracak, yok Hizbullah saldıracak’’ tarzında operasyonel programlar düzenleniyor ve insanlar sürekli hazır kıta bekletiliyor; ama günün sonunda tüm parmak sallamalar, tehditler ve tüm söylemler boş çıkıyor ve yine İsrail’in istediği oluyor.

Bütün argümanlar, bütün o savunma refleksleri, hamasi söylemler, tehditler, hepsi havada kalıyor ve hepsi İsrail’ehizmet ediyor; ya da o, İsrail’i İsrail yapan ve bugün dünyanın başına bela eden organizasyona hizmet ediyor.

İşte bu son olay da benzer bir amaca hizmet etmekte. Ancak bu sefer tehdit algısı çok farklı, yani özellikle akıllı cihazlar açısından değerlendirdiğimizde, her birimizin evinde, elinde bulunan ve kontrolümüz dışında olan bu cihazlar aslında çok korkutucu ve çok ürkütücü.

Hemen hepimizin evinde bulunan akıllı süpürgeden klimaya kadar, veya wifi ile çalışan ya da yazımsal olarak kontrolü bizim elimizde olmayan bütün cihazlar, tehlike saçan birer tehdit unsuru olarak çok büyük bir risk taşıyor.

Türkiye için düşünelim ve değerlendirelim;

Gerçekleşen bu operasyon, milli teknoloji hamlesinin ne denli önemli olduğunu bir kere daha bizlere hatırlatmış oldu; en başta savunma sanayi, güvenlik ve istihbarat gibi alanlarda teknolojinin bize ait olması, yazımsal ve donanımsal olarak yerli ve milli olması, her açıdan her parçanın bizden çıkmış olması hayati bir öneme haiz.

Türkiye’de, özellikle son yıllarda savunma sanayi teknolojileri alanındaki gelişmeler ve Türkiye’nin katettiği mesafe, insansız hava aracı, insansız denizaltı, insansız savunma aracı ve pek çok savunma silahı, ‘’yerli ve milli’’ tanımı kapsamına girdiği için bunu çok önemsemek gerekiyor.

Telsizler, çağrı cihazları, özellikle Türk Silahlı Kuvvetlerinin, emniyet güçlerinin, güvenlik güçlerinin, tüm........

© Elips Haber