Suçun parlatıldığı, adaletin gölgelendiği bir ülke
Bir zamanlar suçun dili karanlık, sessiz, gölgeli ve fısıltılıydı. Şimdi ring ışıkları altında, röportajlarda, viral videolarda, sloganlarda dolaşıyor. Bugünün mafyası yalnızca tahsilat yapan değil; analiz yaptığını, toplumun nabzını tuttuğunu iddia eden, kendini adalet boşluğunun sözcüsü gibi pazarlayan bir organizmaya dönüşmüş durumda. Suç artık yalnızca icra edilen bir eylem değil; bir anlatı, bir kişisel marka, bir ünlenme stratejisi. Yeraltı yerüstünde sahne alıyor; “popülerlik”, “takipçi”, “trend” kavramları suçun görünürlüğünü meşrulaştıran dekorlara, sosyal medya ise reklam aracına dönüşüyor.
Bu dönüşümün nedeni yalnızca ekonomik değil; hukuksal zeminde de bir çöküş var. Tutuklamaların keyfiliği, salıvermelerin tutarsızlığı, mahkemelerin çelişkili kararları, uygulanmayan Anayasa Mahkemesi hükümleri… Hepsi aynı mesajı üretiyor: “Haklıyı devlet değil, güç belirler.” İşte tam bu boşlukta yeni mafya türleri ürüyor. Bir savcının geciken işlemi, bir mahkemenin raflarda bekleyen dosyası, bir bireysel başvurunun yıllarca sonuçlanmaması suç örgütleri için fırsata dönüşüyor. Caydırıcılığın eridiği yerde suçun maliyeti düşüyor, getirisi büyüyor ve suç serbest piyasanın “yüksek getiri, düşük risk” ürünü hâline geliyor.
Gençlerin gözünde üniversite diploması artık kader belirleyen bir........





















Toi Staff
Gideon Levy
Penny S. Tee
Sabine Sterk
Mark Travers Ph.d
Gilles Touboul
John Nosta
Daniel Orenstein