İhtiyacın ötesi

Artık yazmak bile istemiyorum. Çünkü yazdıklarımın ardından başıma ne geleceğinden endişe ettiğim bir ülkede yaşıyorum. Ekonominin her geçen gün daha da kötüye gittiği, bir çocuğun yemek aldığı için gözyaşlarıyla sevindiği; ama aynı anda önüne konulan yemeği beğenmeyen bir neslin yetiştiği bir ülkede. Bir tarafta Gazze’de bir tabağa şükreden çocuk, diğer tarafta tabağını iten nesiller… İşte uçurum tam da burada başlıyor.

Tarih hep tekerrürden ibarettir derler. Ama o tekerrürü hazırlayan bizim düşüncesizliğimiz, idraksizliğimiz ve açgözlülüğümüz değil mi? Aptallığımız olduğu kesin. Hep bir sistemin çarklarında dönüyoruz. Ölümü unutarak dünyaya bağlanıyoruz. Geleceğimizi kurtarma telaşıyla asıl gideceğimiz yeri unutuyoruz.

Paralar, evler, saraylar, tekneler, arabalar… Hep en iyisi bizim olsun istiyoruz. Oysa en temel ihtiyacımızı........

© Elips Haber