menu_open
Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Suriye’nin geleceği üzerine düşünceler

7 16
19.12.2024

Suriye’de son üç haftadaki baş döndürücü gelişmeler Türkiye’nin ana gündemi olmaya devam ediyor.

Esad rejiminin devrilmesi sonrası en çok tartışılan mesele, hiç hesapta yokken HTŞ’nin nasıl olup da 11 günde Şam’a girebildiği, böyle bir sürecin arkasında tam olarak hangi güçlerin olduğu ve ne tür dinamiklerin rol oynadığı idi.

Ancak, Suriye’de HTŞ liderliğinde geçici bir yönetim kurulması ile beraber artık daha fazla tartışılan konu Suriye’yi nasıl bir geleceğin beklediği. Tüm tarafların ikna olduğu, istikrarlı ve asgari de olsa demokratik bir siyasal sistemin inşa edilip edilemeyeceği.

Suriye’ye dair tartışmalarda gözlemlediğim bir husus, Esad rejiminin devrilmesiyle sanki iç savaşın bittiği gibi bir algının oluşmuş olması. Böyle bir algının oluşmasında Türkiye’deki iktidar yanlısı medyanın estirdiği zafer havasının da büyük payı var.

Hâlbuki, Esad rejiminin devrilmesi Suriye’de iç savaşın bittiği anlamına gelmiyor.

Suriye’de şu anda 6 farklı silahlı örgüt var: İktidarı devralmış HTŞ, Türkiye destekli SMO, Kürtlerin öncülüğündeki SDG, güneyde Dürzilerin de yer aldığı “Güney Operasyon Odası”, ABD destekli “Devrimci Komando Ordusu” ve IŞİD.

Bu silahlı güçlerden Devrimci Komando Ordusu küçük bir yapı, IŞİD de zaten en baştan tüm taraflarca uzlaşılması değil ezilmesi gereken bir örgüt olarak görülüyor. Dolayısıyla, bunlar elenebilir.

Ancak, geri kalan dört silahlı gücün nasıl uzlaşacağı halen belirsizliğini korumakta.

Özellikle, Türkiye’nin desteklediği SMO, Suriye’deki SDG varlığını bitirebilmek için fırsat kolluyor. Özgürlük Şafağı Operasyonu ile SDG Fırat nehrinin batısından çıkartıldı. Fırat’ın doğusuna, Kobani şehrine de bir askeri harekâtın eli........

© Elips Haber


Get it on Google Play