Anayasa’nın 4. Maddesi

Başta Cumhurbaşkanı Erdoğan ama aynı zamanda Numan Kurtulmuş, Ömer Çelik gibi iktidarın önemli isimleri, son bir iki yıldır Türkiye’deki mevcut anayasanın darbe ürünü olduğu ve Türkiye’nin yeni bir anayasaya ihtiyaç duyduğu yönünde ara ara ama istikrarlı bir şekilde açıklamalar yapıyorlar.

Bu açıklamalar özellikle son yerel seçimden beri arttı.

Bu artışın altındaki ana nedeni tahmin etmek zor değil. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın cumhurbaşkanlığındaki iki dönemi kesin olarak dolduğu ve üçüncü kez ancak muhalefetin onayıyla aday olabileceği için, anayasayı değiştirip “sistemi sıfırlamak” böylece 2 1 dönem kuralından kurtulmak istiyor. Tabii, bunu kamuoyuna bu şekilde söyleyemeyeceği için “Türkiye’nin darbe anayasasından kurtulması gerektiği” gibi kulağa daha meşru gelen gerekçelere başvuruyor.

Nitekim, Erdoğan’ın yerel seçim sonrası başlattığı “yumuşama” açılımının arkasındaki hedeflerden birisi de bu anayasa değişikliği. Çünkü CHP’nin de rızası olmadan Türkiye’de sıfırdan demokratik bir anayasa yazılması mümkün değil.

Öte yandan, son günlerde bu anayasa tartışması, “Hüda Par” olarak bilinen Kürt-İslamcı Hür Dava Partisi genel başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu’nun, Anayasa’nın ilk 3 maddesinin değiştirilmesinin teklif dahi edilemeyeceğini ifade eden 4. maddesine karşı başlattığı savaşla yeni bir boyuta taşındı.

Yapıcıoğlu, “Biz, anayasanın 4. maddesi olmasın diyoruz. Anayasa'da değiştirilemez maddeler olmasın demek, bütün değiştirilemez dediğiniz maddelerin hepsini değiştirelim anlamında değildir. Anayasa'nın 4. maddesine karşıyız. 4. madde gelecek nesillerin iradesine ipotek koymaktır” dedi.

Bu açıklamalar özellikle CHP içinden tepki çekti. Son olarak Özgür Özel, Hüda Par için “mikrop” benzetmesi yaptı.

Öncelikle şunu söylemek gerekiyor: İdeal bir perspektiften, Zekeriya Yapıcıoğlu haklı.

Toplumsal değişimin kaçınılmaz olduğu modern dönemde “değiştirilemeyen anayasa maddesi”........

© Elips Haber