Geçtiğimiz hafta Cuma akşamı Fransa’daki 2024 Olimpiyat Oyunları’nın açılış seremonisi hem Türkiye’de hem de dünyada büyük tepki çekti.
Özellikle, Leonardo da Vinci’nin “Son Akşam Yemeği” tablosunun bir parodisinin yapılması tepkilerin odağındaydı. O kadar ki, İran’ın dini lideri Hamaney bile İsa peygamberle alay edilmesinin kabul edilemez olduğunu açıkladı.
Ayrıca açılış seremonisinde LGBT kültürüne dair çok fazla temanın yer alması da hem Amerikan muhafazakârları hem de dünyanın geri kalanında tepki doğurdu. Türkiye’de de “wokeçuluk”, “wokeizm” eleştirileri aldı başını yürüdü.
Dolayısıyla, nedir bu “wokeizm” meselesi, biraz bunu iredelemek istiyorum bu yazıda.
“Woke”, İngilizce “uyanmak” anlamına gelen “wake” fiilinin çekimli hali. Çekimli haliyle “uyanık olma” anlamına gelmekte.
ABD menşeili, özellikle Afrika kökenli Amerikalıların lûgatında 1930’lardan beri yer almış ve oradan popülerleşmiş bir ifade.
“Uyanık olma” burada “ırksal önyargı ve ayrımcılığıa karşı uyanık olma” anlamına gelmekte. Malûm, ABD’de siyahilerin başta polis şiddeti olmak üzere toplumsal yaşamda ayrımcılığa uğradıkları bir dolu alan olabiliyor. “Woke” burada, “her an ayrımcılığa uğrayabilirsin, tetikte ol ve buna izin verme” diyor.
Bu tabir, özellikle 2013’ten günümüze gelen süreçteki “Black Lives Matter” (Siyah Yaşamları Değerlidir) protestolarında oldukça sık bir şekilde kullanıldı.
Öte yandan, başta ırksal ayrımcılıkla ilişkili olarak ortaya çıksa da, “woke”, zamanla cinsiyet ve cinsel yönelimle ilgili ayrımcılıklar için de kullanılır........