Nereden geldik, nereye gidiyoruz?

Bu dünyadan kimler geldi, kimler geçti. Peygamberler, aziz ve izzet sahibi insanlar da geldi ve
geçti, Firavun’lar, Nemrut’lar, Şeddat’lar, Karun’lar, Belam’larda. Tarih, Nebilerle zalim kralların
şavaşları ile doludur.
Topraktan geldik, toprağa döndürüleceğiz. Toprağın üstünde kibirle yürüyenleri, toprak
yuttuğunda, onlar uyandırıldıkları gün, eğer kitabı sol’dan verilenlerdense cehennemi
gördüklerinde, “keşke toprak olarak kalsaydım” diyecekler. O gün yanlarında korumaları,
müşavirleri olmayacak. Kefenin üzerinde rütbe ve nişan da olmayacak.
29 Ekim’den 10 Kasım’a 12 gün ölümü ve ölümsüzlüğü konuştuk, Mustafa Kemal üzerinden. Bir
yandan da “Ebedi” olmak, “Beka” konusunu bir “sorun” olarak bilmeden tartışıp duruyoruz. Oysa
“Baki olan” yalnız Allah’tır. Yaratan dışında yaratılan her şey, bu “gök kubbe” de “Baki” değil,
“Fânî”dir.. (Rahmân 26-27)’de buyurulur ki, “Yeryüzünde bulunan her şey yok olacaktır. Ancak
celâl ve ikram sahibi Rabbinin zâtı bâkî kalacaktır.” Pedygamberlerin kurdukları devletler,
yaptıkları mabedler de gün gelip yıkılmadı mı? Fani olanın “Beka” iddiası, aslında cahilce,
korumaya çalıştığını zannettiği şeyin bereketini yok eden, akibetini çabuklaştıran bir eylemdir.
Onlar kaçtıklarını zannettikleri şeye doğru koşarlar da farkında değildirler.
Mustafa Kemali “ölümsüzleştirme” iddiasında ki Kemalistler, aslında “Anıt kabir” derken
“Kabir’in ne demek olduğunu biliyorlar mı? O “toprağa gömmek” demektir. “Kubur” “Kabirler”
yani “ölüler yurdu” anlamına gelir. Tabi Arabça bilmedikleri için ölünün ölümsüzlüğü iddiası
üzerinden akıl yürütüyorlar.
1931'de kabul edilen, 1937'de Anayasa'ya giren 6 ok’un 5’i Arabça: Cumhuriyetçilik ,
Milliyet’çilik, Halkçılık, Devletçilik, Laiklik, İnkilapcılık’tan sadece Laiklik İonia/Ligca dilinden.
Yani, hiç biri Türkçe değil. “Cumhuriyet”, “Cumhur” kökünden geliyor ve “Çoğunluk”,
“Cumhuriyetçilik”, “çoğunlukçuluk” demek. Hep azınlıktılar. Halkçılıktan söz ediyorlar da,
“yaratılmış insanlar topluluğu”nu ifade eder. Orada herkes vardır. Ulus, ana belirleyici, kurucu
unsur’u ifade eder. “Cumhur” ise, o ana unsur’un çoğunluğunu. Tabi “Tek Adam”cı “Monarşik
Cumhuriyet”te bu karşılığı olmayan bir “Umde” olarak kaldı. “Millet” Arapçada “Din birliğini
ifade eden, Kur’ani bir kavramdır. “Millet-i İbrahima” derken, “İbrahim Milleti” denmiş oluyor.
“Milliyet” bu Kemalist jargonda “Millet” Angilikan aklını referans alarak “Nation”un karşılığı
olarak kullanıldı.
Biz “Müslümancı” değiliz, “Müslümanız”.. Kendi kavmimizi, ırkımızı kutsamayız, Kutsal olan
Allah (cc)dir. Peygamberlerin kudsiyeti de resul ve nebi........

© Elips Haber