Suriye bitti, sırada Kıbrıs mı var?
Suriye’de kazananlar/kaybedenler bilançosu ortada;
ABD’nin Ortadoğu’daki “baş ağrısı” Esad rejimi devrildi, yerine İsrail’le iyi geçineceklerini daha ilk günden açıklayan HTŞ geldi. HTŞ’nin lideri konumundaki, sarığı-cübbeyi atıp, takım elbiseye geçen Colani’nin ilk açıklamalarından biri “Suriye ile İsrail yeni bir savaşa girmeyecek. Bizim için en büyük tehdit Hizbullah, Suriye’deki İran destekli milisler ve rejimdir” oldu.
İsrail fırsattan istifa Suriye’nin tüm askeri altyapısını vurdu. Üstüne bir de 52 yıl sonra ilk kez Suriye’den yeni toprak da işgal etti. İsrail’in işgal ettiği yeni bölge kritik önemde; Suriye’nin en yüksek noktası olan, İsrail-Suriye-Lübnan sınırlarının kesiştiği noktadaki Hermon dağına (Cebel El Şeyh) İsrail bayrağını çekmeyi başardı Netenyahu hükümeti. İsrail bu sayede Suriye-Lübnan arasındaki Hizbullah geçişini de, Lübnan’ın Bekaa Vadis’ni de, Hermon dağının sadece 40 kilometre ötesindeki Başkent Şam’ı da “yukarıdan” gözetleyebilecek. Müthiş bir stratejik kazanç.
İsrail güneyden saldıradursun, ABD de Suriye’nin kuzeyini “dizayn etmekle” meşgul;
Türkiye’nin terör örgütü PKK’nın Suriye uzantısı olarak tanımladığı PYD-YPG ile “Şam Fatihi” konumundaki HTŞ arasındaki “toprak paylaşımını” organize ediyor Washington yönetimi. Beyaz Saray Sözcüsü Kirby’nin açıklamalarında, Türkiye, PYD-YPG ve HTŞ ile Amerikalı yetkililerinin “sürekli temas halinde olduklarını” öğrendik.
Fırat’ın batısında PYD-YPG kontrolündeki Membiç’in Türkiye’nin desteklediği Suriye Milli Ordusu’na “devri” de, yine PYD-YPG’nin güneyde hakim olduğu Deir Ez Zor’un da HTŞ’ye teslimi de Amerikalı yetkililerin bu “temasları” ile yakından ilgili olduğunu........
© Ekonomim
visit website