BRICS konusunda en çok merak edilen şu;
Topluluk, İkinci Dünya Savaşı sonrasında ABD öncülüğünde kurulan uluslararası ekonomik sisteme "alternatif" olabilecek mi?
Kazan'daki son BRICS zirvesinden çıkan sonuç bu soruya bir ölçüde yanıt verdi; BRICS'in "alternatif" yaratmaktan çok, mevcut uluslararası ekonomik sisteme "reform" getirmeyi amaçladığını ortaya koydu.
BRICS zirvesi sonunda yayınlanan ortak bildiride bu "reform" talebinin izlerini görmek mümkün.
“Adil Küresel Kalkınma ve Güvenlik için Çok Taraflılığın Güçlendirilmesi” başlıklı deklarasyonda, İkinci Dünya Savaşı sonrasında ABD öncülüğünde kurulmuş olan Bretton- Woods kurumlarında reform yapılması ve gelişmekte olan ülkelerin liderlik pozisyonlarında daha fazla temsil edilmesi isteği yer aldı.
Bu kurumlar arasında BM de var, Dünya Ticaret Örgütü (DTÖ) de; BM'de Güvenlik Konseyi'nde gelişmekte olan ülkelerin daha fazla söz sahibi olması istenirken, DTÖ'de ise iki kademeli bir anlaşmazlık çözüm mekanizmasının başlatılması istendi. Ayrıca DTÖ'nün Temyiz Organı’na yeni üyelerin hızla atanması gerektiği vurgulandı.
Deklarasyonda, mevcut uluslararası finansal yapının daha adil hale getirilmesi için reform yapılması gerektiği de ifade edildi.
Zirvede o çok beklenen "BRICS bankası", "BRICS para birimi" ya da "BRICS depo ve reasürans sistemi" konusunda ise kayda değer bir gelişme olmadı. Bu tavır, BRICS'in -en azından şimdilik- mevcut uluslararası düzeni değiştirmek yerine, "iyileştirmenin" peşinde olduğunun göstergesi.
BRICS, üye ülkelerin ekonomilerine bakıldığında, ABD........