Draghi ve Avrupa’nın varoluşsal sorunları
Yaklaşık bir yıl önce, AB Komisyonu Mario Draghi'den Avrupa ekonomisinin geleceği hakkında bir rapor yazmasını istedi. Bilindiği gibi Draghi 2008 küresel krizinden sonra Avrupa’da baş gösteren resesyon, deflasyon ve PİGS krizi ortamında görev almış ve krizin en derin döneminde “euro’yu kurtarmak için her şeyi yapmaya hazırım” (whatever it takes) sözlerini sarfederek piyasaları yatıştırmış olan Avrupa Merkez Bankası’nın efsanevi eski başkanı. Draghi aynı zamanda 2021-22’de İtalya başbakanlığı görevinde de bulunmuştu. Şüphesiz tecrübesi ve birikimiyle AB’nin geleceği konusunda rapor yazabilecek en yetkin bir kaç isimden birisi.
Rapor geçen hafta “Avrupa’nın Rekabetçiliğinin Geleceği” adı altında tam da Avrupa ekonomilerinin ya resesyonda ya da durgunlukta olduğu bir zamanda yayınlandı. (Halihazırda neredeyse hiçbir AB ekonomisi yılda %1'den fazla büyümüyor ve Euro Bölgesi ortalaması sadece 0.2%). Her ne kadar raporun başlığı “ekonomide rekabetçilik” gibi dar bir konuyu işliyor gibi görünse de, aslında Avrupa’nın küresel anlamda rekabetçiliği yakalayamaması durumunda süregelen gerilemesinin daha da ağırlaşarak devam edeceğinin altını çizen bir rapor olarak Avrupa’nın bir anlamda varoluşsal sorunlarını masaya yatırıyor.
Rapor öncelikle “süregelen gerileme”yi rakamlarla ortaya koyuyor. AB ekonomik büyümesi son yirmi yıldır ABD'den sürekli olarak daha yavaş seyrederken, Çin hızla yetişmekte. AB-ABD arasındaki GSYH farkı 2002'deki 'ten 2023'te 0'a kadar genişlemiş durumda. Bu ayrışmanın ana itici gücü üretkenlik farkı. ABD ile kişi........
© Ekonomim
visit website