Tünel sendromu

Etrafımızı saran karmaşada ayakta kalabilmek, çoğunlukla bir “tünel vizyonu” ile yol almaya benzer. Hedefinize odaklanır, tünelin ucundaki ışığa yoğunlaşırsınız. İşe de yarar; bazen... Ama genelde, tünelin ucuna varıldığında, “umduğumuz aydınlığın bizi beklemediğini görme” riskimiz vardır.

Çünkü ışığa bakan, gölgeleri göremez. Çünkü gözünü tünelin ucuna kilitleyen, çeperde olan biteni görüş alanı dışına çıkarır. Her yeniliği, ille de “yenidir, iyidir” diye kovalamak, tünel vizyonuyla yol almaya benzer. Bugün kurumunuza, evinize bir göz atın… Fark edeceğiniz; yığınca tünel vizyonudur.

Hayatınıza son 10 yılda soktuğunuz teknolojiyi, aletleri ve hatta tüm eşyalarınızı gözünüzün önüne getirin. Göreceğiniz şudur; şimdi kullanmakta olduğunuz “şey”lerin, % 56’sı, 10 yıl önce hayatınızda “asla” olmadı. Ve bu son 10 yılda, evimizde, işyerimizde, kamusal alandaki yenilikler tarih olmuştur.

Her yeniliğin, insan hayatında yer edeceği ve bunun sonucunda tutunacağı garantisi yok. Bir kişinin, kurumun veya devletin, batması için........

© Ekonomim