Kendimize IMF olalım derken abarttık

Kayıp yıllar 90’ları hatırlıyorum. Ürettiğinden fazlasını tüketen ve bu yüzden ithalatı tırmanan… Kazandığından fazlasını harcayan ve bu yüzden borçlarını şişiren… Yetmez gibi “devlet malı deniz yemeyen domuz” çürümüşlüğünde, sahibi olduğu bankanın içini boşaltanlar Türkiye’si…

Bu dönemi ben; “IMF pençesindeki Türkiye” diye hatırlıyorum. O dönemde bizi adeta bir borç komiseri yönetiyordu. Gerçi biz adına IMF Türkiye Masası Şefi diyorduk ve Carlo Cottarelli’nin karşısında maliye bakanlarımız el pençe divan duruyor, ekonomi düzelsin diye bedel ödüyorduk.

Bugünkü şartlar, 90’lardan pek farklı değil. O dönemin faturası; 2001 krizi olmuş ve Cumhuriyet döneminin kazanımlarının @’ını kaybetmiştik. Şimdi IMF’ye muhtaç hale geldik. Hükümet her ne kadar IMF’yi istemiyorsa da Mehmet Şimşek, IMF’nin politikalarından da ağır uygulamalar peşinde.

Mademki IMF’ye gitmiyor, gidemiyoruz o halde kendimize IMF olabiliriz diyordum ama bu kadar abartacağımız aklıma gelmemişti. 90’larda “insansız ekonomi” isteyen IMF, bugün insafa gelmiş ve sosyal, insani........

© Ekonomim