Hızı kim sevmez! Hele ki hızla değişen dünyada; rekabet avantajının olmazsa olmazıdır. Büyük balığın küçük balığı yuttuğu, eski ekonominin yerini, hızlı balığın yavaş balığı yuttuğu küresel ekonomi okyanusu aldı. Hız üzerinden dönen yapay zekâ rekabeti, 2 nanometre çiplere kadar inmiş durumda…
Hıza methiyeye ara verip; “hız ikliminin” dinamiklerinden bahsedelim. Hız iyidir de riski arttırır. Tedbirsiz hız; felakete koşmanın öteki adı… Altınızda ister bisiklet ister yarış arabası olsun; hız zaman kazandırdığı gibi kontrolü zorlaştırır, denetimi daha da elzem kılar. Bu yüzden optimal hız önerilir.
Bizim inşaatlarda durum tam da budur. Hızla bitirip biran önce satışa geçme baskısı, hızın “tedbir ihtiyacını” da arttırdığı gerçeğini unutturuyor. Unutmayın ki fren; gaz pedalının hemen yanı başına konulmuştur. Üstelik o 2 pedaldan gaz olanından daha hayati olan; şüphesiz hız kesme pedalıdır.
İkinci sorun; bizde sertifikalı işçi anlayışı olmamasıdır. 40 saatlik eğitim gerektiren pozisyon için 1 saatlik üstünkörü alıştırma ile yetinirsen, iki tonluk asansörü yere çakarsın.........