DİSADER Yönetim Kurulu Başkanı ve Eczacıbaşı İlaç, Sınai ve Finansal Yatırımlar CEO’su Emin Fadıllıoğlu
Son 20 yıl, teknolojinin yükselişine ve hayatımızın her alanını dönüştürmesine şahitlik ettiğimiz bir dönem oldu. Bilişim, eğitim ve finans gibi sektörlerin köklü değişimlere uğramasıyla birlikte, sağlık sektöründe de önemli gelişmeler yaşanıyor. Uzun zamandır konuşulan ve hayatımızın her alanına nüfuz eden yaratıcı yapay zekâ, dünyanın dönüşüm hızını geride bırakacak bir ivmeyle ilerliyor.
Yakın geçmişte sınırlı veri işleme kapasitesine sahip olan yaratıcı yapay zekâ sistemleri, örneğin ChatGPT 4 gibi uygulamalar, bugün daha önce işlenmesi mümkün olmayan büyük veri hacimlerine erişerek geleceğe dair öngörüler sunabiliyor. Bu durum, tarihsel bir dönüm noktasında olduğumuzu açıkça gösteriyor.
Bununla birlikte sağlık teknolojileri, fintechlerle birlikte dünyada en fazla yatırım alan sektörlerden biri haline geldi. Bu alanda 100'den fazla yeni unicorn (değeri 1milyar doların üzerinde olan şirketler) ortaya çıkarken, sadece start-up'ların mevcut değeri 2 trilyon doları aşmış durumda. Bu da yeniliklere açık olan sağlık sektörünün yatırımların da odağı haline geldiğini gösteriyor.
Yaratıcı yapay zekânın sağlık sektörüne etkilerine baktığımızda ise en kolay haliyle 2 ana eksende yaşanan değişimleri görüyoruz.
Yapay zekâ hızlı ve doğru teşhise imza atıyor
Öncelikle ürünlere ve hizmetlere çok daha hızlı erişim imkânı sunan bir döneme girdiğimizi söyleyebiliriz. Hastaya ve sağlığa erişim modelleri tamamen değişiyor, zamandan ve mekândan bağımsız hale geliyor.
Ayrıca yeni ilaçların geliştirilmesi sürecini de hızlandıran yapay zekânın, 2025 yılı itibarıyla yeni ilaçlar ve hammadde tedariklerinde yüzde 30'dan daha yüksek bir oranla kullanılacağı öngörülüyor. Yeni ilaçların tespiti ve test........