Mert Can DUMAN
Önümüzdeki aralık ayında 55. yaşına girecek İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi’nin birinci ve ikinci maddeleri, tüm insanların özgür, onur ve haklar bakımından eşit doğduklarına ve herkesin cinsiyet başta olmak üzere hiçbir ayrım gözetmeksizin insan olmanın hak ve özgürlüklerine sahip olduğuna işaret eder. Birleşmiş Milletler’in (BM) 2030 yılının sonuna kadar ulaşılmasının hedeflendiği 17 maddelik Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri arasında yer alan toplumsal cinsiyet eşitliği, küresel dünyanın arzu ettiği başarıdan bir hayli uzakta olduğu bir konu olarak karşımıza çıkıyor. Modern dünyada insanlık medeniyetinin gelişmişliğinin ve toplumsal ilerlemenin en önemli göstergelerinden birisi olan cinsiyet eşitliği, cinsiyetlerin sosyal, ekonomik, beşerî ve daha birçok alanda birbirlerine eşit olmasını, yoksulluk, istismar, şiddet gibi olumsuzluklara maruz kalmanın cinsiyetler üzerinde orantısız etkisinin ortadan kaldırılmasını hedefler.
Bugün kâinatın derinliklerini keÅŸfetmeyi baÅŸaran insanlık en temel insan haklarından birisi olan toplumsal cinsiyet eÅŸitliÄŸini saÄŸlama noktasında aynı baÅŸarıya ulaÅŸabilmiÅŸ deÄŸil. Her yıl dünya genelindeki cinsiyet eÅŸitsizliÄŸini deÄŸerlendiren Dünya Ekonomik Forumu’nun hazırladığı Küresel Cinsiyet Farkı (Global Gender Gap) Raporu, dünya genelinde cinsiyet eÅŸitliÄŸinin ancak ve ancak h,6 oranında saÄŸlanabildiÄŸini ve mevcut ilerleme hızıyla tam bir cinsiyet eÅŸitliÄŸine ulaÅŸabilmek için 134 yıla ihtiyaç olduÄŸunu ifade ediyor. Son 20 yıllık döneme bakıldığında ülkelerin —’si........