Cem Yılmaz’ın esprileri mi, OECD verileri mi daha komik?

ÖZDER ŞEYDA UYANIK

Geçtiğimiz günlerde 2 yıldır sahnede olan Cem Yılmaz’ın son gösterisini sonunda izleme fırsatı buldum. Aslında gösteri 7 Şubat 2024 yılından bu yana sahneleniyor ancak gitmek yeni kısmet oldu.

EMrak ettim baktım; Cem Yılmaz, ilk gösterisi olan Bir Tat Bir Doku'yu 1995’te yapmış. Ben de o yıllarda 15 yaşlarında ilk kez sanatçıyı izleme imkânı bulmuştum. O günden bu yana her gösterisine de gittim. CMYLMZ gösterilerine giderken mutlaka su alırım çünkü nefessiz güldüğüm için tıkanıyorum. Ancak bu kez tıkanmadım.

Klişe tartışmaların dışına çıkalım: Eskisi kadar gülmedim ama Cem Yılmaz bitmemiş! Ünlü stand-up’çıyı izlediğim çoğu dönemde ben de gençtim Cem Yılmaz da. Herkes olgunlaşmış…

Sosyal medyadaki suçlamaların aksine, dönemin ruhuna göre cesur esprileri olduğu netti. Ancak durgunluğunu nedeniyse çok başkaydı.

Tarzı, "toplumsal gözlem yeteneğine" dayanan bir sanatçının gözlemlerinin çoğu toplumsal psikolojiden kaynaklı “güldürmüyordu.” Gereğinden fazla enformasyona maruz kaldığımız bu dönemde söylemler “normal” kalıyordu ve normalliği özlüyorduk.

Gelelim yazıya bu giriş sonrası sebebi ziyaretimize; gülememize neden olan çok şey olsa da benim ilgilendiğim kısım her zaman “verilerdi.”

OECD verileri, küreselde karşılaştırma için en uygun olanları oluyor her daim; yanına bir de Dünya Mutluluk Endeksi ekleyince tamam oldu.

Enflasyonda 2024 yılı sonu verilerine bakıldığında OECD’de farkı çok açmıştık. Dezenflasyon sürecimiz var ancak o da giden alım gücünü ne kadar yerine getiriyor kısmı tartışmaların odağında yer almaya devam ediyor.

İşsizlik hassas olduğumuz bir oran olurken zaten tek hanelerde seyretmesi önemli bir gösterge olarak izleniyor. ANCAK orada asıl tehlike “Ne İstihdamda Ne........

© Ekonomim