Milli gelir arttı mı, borç ne durumda?
Bazen ve belli dönemlerin ruhuna uygun ideolojik saplantılar iyice katılaşır, gerçeğin önemi kalmaz ve her şey ‘inanmakla inanmamak’ arasında kıymet bulur ya da keder verir. İdeolojilerden tıka basa karın doyuran siyasetten çok daha önemli kurumlar, değerler akla bile gelmez olur. Böylesine moral bozucu ve genellikle kâbus gibi dönemlerin özellikle gençler üzerinde etkisi çok yıkıcıdır. Gençlerin çoğu için an ve gün çok kötü, yarın berbat ve gelecek olsa olsa felakettir. Ülkeyi terk etmek en iyisidir! Siyasetin bir tarafı bunu körükleyerek çok iyi siyaset yaptığını düşünür, öteki tarafı hatasızlık sendromu (hastalığı) yaşar. Esasen böyle olmadığımız dönem de hatırlamıyorum. Mesela 1980’ler ve 1990’lardaki bütün gençlik araştırmalarında da anketleri yanıtlayan gençlerimizin yüzde 80’inden fazlası başka bir ülkede yaşamak isterdi.
Kişisel olarak ben bir veriyle, şirketle, sektörle, kurumla (eğitim, sağlık sistemi, ev, otomobil sahipliği, enflasyon ve hatta TÜİK) ilgili ne söylenirse söylensin mümkün olduğunca kesin verilere ulaşmaya çalışırım. Bir verinin değerini tam ortaya çıkarmak için geçmişe doğru veri silsilesinin seyrini, detaylarını yeniden görmek isterim. Benim için her şeyin ‘temel analizi’ daha önemlidir. En çok da genellemelerden ve komplo teorilerinden kaçınırım. Her zaman yapabildiğimizin çok daha iyisini yapabileceğimize de inanırım. Gelecek için hep ‘temkinli’ iyimserim. Aralık ayı boyunca, bazı konularda en yetkin kişiler ve ekipleri tarafından çok detaylı bilgilendirildik.
En sondan başlarsak Sayın Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz’ın İstanbul Finans Merkezi’nde, Halkbank Genel Müdürlük Binası’ndan düzenlediği Makroekonomik Görünüm........
© Ekonomim
visit website