Dönüşen dünyada Türkiye’nin kaldıracı yine Atatürk önderliğindeki kurucu değerler olacak
Çok genel çizgileriyle söylersek, Atatürk’ün zihni modeli, Endüstri Devrimi’nin olgunlaştığı ve çoğaldığı bir döneme denk düşer. İmparatorlukların gerilediği, ulus devletlerin yükselen değer haline geldiği bir zaman kesitinde, sürekli gerileyen bir imparatorluktan “yeni bir ulus devlet inşa etme” o zihni modelinin çekirdeğidir.
Osmanlı İmparatorluğu’nun her yerinde “etnik köken odaklı bağımsızlık” arayışları, İngiltere öncülüğünde kurulan, değişik çıkarlara göre değişik “ittifaklar” oluşturan Batı’nın meydana getirdiği dünya düzeninin desteğine sahipti.
Atatürk, Balkan Savaşları’nın yakıcı ateşinde pişmiş, Birinci Dünya Savaşı’nın “hakim güç odaklı oyunlarını” yaşayarak deneyimlemiş, zihninde şu düşünce netleşmişti: Yeni bir ulus devlet oluşturarak, ulusal bağımsızlığımızı koruyan ve çağdaş uygarlık düzeyini yakalayan yeni bir yapılanmaya gitmeliyiz. Bu düşünce vazgeçilmez ideale, yaratmak istenen sonuca dönüşmüştü.
Bağımsızlığını koruyan ulus devlet, geçmişte denenmiş inanç-odaklı ve ırk-odaklı düzen üzerine kurulamazdı. Bu iki yaklaşım, ilk devletlerin kuruluşundan bu yana değişik toplumlar tarafından........





















Toi Staff
Penny S. Tee
Sabine Sterk
Gideon Levy
Mark Travers Ph.d
Gilles Touboul
John Nosta
Daniel Orenstein