Boğazda düğümlenen çığlığımız: Mobbing

Özellikle son birkaç yıldır sokakta, manavda, çarşı pazarda esnafı dolaşırken, yüzlerdeki tebessümün yerini derin bakışlar, hüzün, kaygı ve geleceğe dair umudun yerini endişe ve mutsuzluk alıyor. Bunun en temel nedeni ise sohbet ederken, yakın çevremiz da dâhil enflasyon etkisiyle alım gücünün düşmesi, zam ve vergiler…

Bir diğer umutsuzluk ve kaygının nedeni ise hemen hemen her gün arkadaş, dost ve iş arkadaşlarımızdan öğrendiğimiz ve bize iletilen şikâyetlerin en başında gelen önemli bir konu. Evde, işte, sokakta, pazarda çok sık karşılaştığımız ve tanık olduğumuz, insanın hayat direncini kıran mobbing.

Yıldırma yani mobbing psikolojik şiddet, psikolojik taciz, sıkıntı yaratma, kişiyi küçük düşüren tavır ve davranışlar ile karşımıza çıkabiliyor. Kimi zaman haksız yere suçlayarak, kimi zaman da dedikodu yoluyla, kişinin saygınlığı zedelenerek, psikolojik şiddet ve psikolojik taciz ile kişiyi aşağılayıcı ve onur kırıcı davranışlarla işi bırakmaya zorlayan girişimlerde bulunulabiliyor. Bu durum kime ne kazandırır? Bir kişiyi işten çıkarmaya zorlamak için onun onurunu kırmadan, eğer haksızlık varsa yasal hükümler gereği işlem yapılması gerekmez mi?

Mobbingin bir diğer unsuru ise yaşanan ekonomik krizler, bunun sonucunda ortaya çıkan işsizlik, lider rolünü alan kişi ve çalışanlar arasındaki rekabet, kişinin kendini değersiz hissetmesine de neden olabiliyor.

Yıldırma ile gelen yalnızlık

Baskı ve yıldırma ile çalışan üzerinde fiziksel ve duygusal tahribat da yaratılabiliyor. Dünya genelinde de yaygınlığı artan mobbing ile kadınlara, erkeklere ve hatta bazen çalışanın da yöneticisine mobbing uyguladığı göze çarpıyor. Sadece cinsiyete dayalı değil, sektöre, ekonomik ve politik süreçlere göre de değişebiliyor.

Mobbing hanede ekonomiyi de etkiliyor!

Bir insanı işten çıkardığınızda, bunun vicdani boyutu ile de hesaplaşmak gerekir. Onun evladını, eşini, kardeşini, anne ve........

© Ekonomim