Zorlanmanın arka planı
Enteresan bir dönemden geçiyoruz. Her anlamda. Dışarıyı da konuşurken benzer değerlendirmeler ile cümleye başlanıyor, içeride de. Bu hafta ile birlikte, ABD seçimlerine tam olarak iki hafta kalmış olacak. Ortada her iki ay için de ne ekonomik politika, ne siyaseten izlenecek yol ne de üzerine kapsamlı kafa yorulacak bir program var. Bilinen ezberlerin üzerinden geçiliyor. Trump’ın yeniden başa geçtiği senaryoda uygulanacak tarifeler, Kamala yönetimi ile ne ölçekte değişirin tam olarak cevabı verilemiyor. Her ikisinde de Fed’in izleyeceği yol haritasına dair somut bir eğilimi bulmakta zorlanıldığı kadar, ABD’de yapısal enflasyon dinamiklerinin nasıl seyredeceği, siyasetten nasıl etkileneceği ve her şeyden önemlisi, Çin’deki ekonomik momentum kaybının ne kadarının geçici ne kadarının ise kalıcı olduğu, yine yeni ABD yönetimi ile birlikte Çin’in ve dolayısıyla global ekonominin nereye doğru evrileceği ne konuşuluyor ne de fiyatlamalara yansıtılıyor. Dahası, bitmek bilmeyen Orta Doğu risklerinde hiç kimse sonraki aşamayı kestiremiyor. Tüm bu gidişatın ortasında, çift yönlü oynaklığı baki kalmakla birlikte, anketlerin ortalaması neredeyse kafa kafaya bir tabloyu karşımıza çıkarırken, bahis işlemleri ise Trump’lı yeni döneme net şekilde evriliyor.
Bu esnada küresel risk iştahında zayıflama, Amerikan dolarına yönelim, ABD tahvillerinde ise yatay seyir söz konusu. Global hisse senetleri son 2 haftayı, ABD hariç sepet ise son 3 haftayı eksi performans ile tamamlarken, gelişmekte olan ülke varlıklarındaki zorlanma ve çıkış eğilimi ikinci haftada da devam etti. Bu esnada Türk hisse senetleri ise dördüncü haftada da değer kaybı eğilimini korudu. BIST 100’ün %1 gerilediği işlemlerde, XBANK’taki kayıp hafta bazında %6 olurken, XUSIN ise zaten uzun süredir baskı altında........
© Ekonomim
visit website