Arthur Koestler ne yazık ki büyük ölçüde unutulmuş yazarlardan biri. 20. yüzyıl ortalarının en popüler yazarlarından biri olmasına rağmen bugün neredeyse ismi hiç geçmiyor.
Bilim tarihi hakkında 1950'lerde yazılmış önemli kitaplarından biri olan “Sleepwalkers”, günümüzle son derece alakalı ve özellikle de Koestler'in iç görüsünden çıkarılabilecek dersleri barındırıyor. Koestler'in kitabı ayrıca bize bilimin manevi kökenlerini hatırlatıyor.
Koestler büyük resmi görmek için bir adım geriye gidiyor ve ilerleme diyebileceğimiz şeyin doğrusal olmayan doğasına da dikkatimizi çekiyor. İnsanlığın bilgi tarihinde, “1500 yılında dünyanın Arşimet zamanına göre daha az matematik bildiği” gibi uzun karanlık dönemler ve ayrıca gerçekten ilginç hiçbir şeyin gerçekleşmediği uzun platolar vardır. İlerleme dönemleri norm değil istisnadır” diye yazıyor.
Ekonomi ve piyasalarda da büyük resmi görmek için bir adım geriye gidersek, geçtiğimiz hafta performans anlamında, ABD hisse senetleri için senenin en kötü haftası oldu. Jeopolitik ve enflasyon risklerinin yeterince fiyatlanmadığını ve bunların da bir düzeltmeye sebep olabileceğini paylaşmıştık. Fakat orta vadeli resim bizce değişmedi. Hala bir “risk on” yani eflasyon rejimi içindeyiz.
Son iki yıldaki agresif parasal sıkılaştırmaya rağmen, ABD ekonomisinin potansiyelin üzerinde büyümeye devam etmesi, göz önüne alındığında bizim “no landing” yani “reflasyon” tezimizi güçlendirdi. Aynı zamanda FED’in uzun süre yüksek politika faiz lehine olan durumun güçlenmeye devam ettiğini de düşünüyoruz. Aslında hizmet enflasyonu yeniden hızlanma işaretleri gösteriyor. Bu da FED’in işini ayrıca zorlayan bir durum. Bir de şöyle bir gerçek var o da değişik finansal koşullar endekslerinin hepsinin para politikasının görünürde göründüğü kadar sıkı olmayabileceğini gösteriyor.
Geçen hafta Mart ayındaki çekirdek TÜFE’nin yükselmesiyle piyasadaki FED faiz indirim fiyatlamaları da değişti.
İkinci çeyreğin ana temalarından biri muhtemelen Atlantik'in iki yakasındaki para politikası rejimlerindeki farklılıklar olacak. ECB'nin politika gevşeme çabalarına liderlik etme konusunda tarihsel olarak ender görülen bir durum ki bu durum, EUR/USD üzerinde aşağı yönlü baskıyı devam ettirmek için uygun bir ortam yaratacak.
Aslında Avrupa’da manşet enflasyonundaki aşağı yönlü sürpriz, hizmetlerdeki katılık durumunu maskeliyor. Ücret artışının dirençli olma riskinin olduğuna inanıyoruz, aynı zamanda artan enerji fiyatları da manşet enflasyonun bu yıl yüzde 2'nin altına düşeceği yönündeki beklentilerin gerçekleşmemesine neden olabilir.
Emtia grupları keskin bir şekilde yükseldi, tahvil getirileri artıyor ve ABD art arda üçüncü kez kötü TÜFE rakamı gördü. Jeopolitik risklerin tamamen ortadan kalkmadığını ve kısa vadede hem hisse senetlerinin hem de tahvillerin düşük performans gösterebileceğini düşünüyoruz. Artan jeopolitik risk ve hisse senedindeki herhangi bir düşüş, tahvillere bir miktar destek sağlayabilir ancak bizim görüşümüze göre bunlar, daha kısa vadeli hareketler şeklinde olabilir.
Mart ayı TÜFE verileri, ABD enflasyonunun yakın zamanda........