Bir zaman kazanma taktiği olarak yumuşama

Aslında bir önceki yazıda ana hatlarını çizmeye çalışmıştım…

Ankara’da herkes, her kurum kendi geleceğine dönük hesaplara boğulmuş durumda…

Tabii iktidar da…

Bir yandan giderek eriyen oylar, diğer yandan kararlılıkla sürdürülmesi gereken ama faturasını da geniş halk kitlelerinin ödediği/ödeyeceği ekonomik program bir araya gelince türlü çeşitli yöntemler gündeme geliyor.

MHP oylarını dışarda tutarsak AK Parti oylarının yüzde 30’ların altına indiği görünüyor.

Metropoll araştırma şirketinin başkanı Özer Sencar ne demişti?

“Seçmenlerin yaklaşık p’i iktidarın zenginlerden yana olduğunu düşünüyor. Fakirlerden yana olduğunu düşünenler sadece . Alt gelir gruplarının geçim sıkıntısı iktidarı ikinci parti yaptı.”

Bir ek daha yapalım; yine Metropoll’ün bir kaç gün önce paylaştığı yaşam memnuniyeti araştırmasına göre 2023 seçimlerinde AK Parti’ye oy veren her yüz kişiden sadece 46’sı yaşamından “memnun”.

Bir örnek daha vereyim. Hükümet son olarak buğday taban fiyatlarına enflasyonun altında bir zam yaptı. Tepkiler ortada ama uyulması gereken bir de ekonomik program var. İktidarın, seçmen tabanının talepleriyle ekonomik program arasında sıkışmış halini sanırım en güzel özetleyen durum bu.

Tabii iktidarı zorlayan sadece içerdeki ekonomik sıkıntılar, zorlaşan geçim şartları nedeniyle ortaya çıkan fakat karşılanamayan talepler değil. Dış dünyadaki gelişmeler de Türkiye’yi ve iktidarı hayli zorlayacak gibi duruyor. Ama bu başka bir yazının konusu. O yüzden biz dönelim tekrar içeriye…

İçerde bu kadar sıkışan bir iktidarın doğal olarak zamana ihtiyacı var. En azından uygulanan ekonomik programın meyvelerini toplamak için gerekiyor bu zaman. İşte tam da bu noktada iktidar bir yandan anayasa değişikliği konusunu gündeme getiriyor diğer yandan cumhurbaşkanı muhalif partilerle ya da kişilerle yan yana gelerek siyasette “normalleşme”, “yumuşama” mesajları veriyor.

“Siyasette yumuşama” tabiri bizzat Cumhurbaşkanı Erdoğan'a ait. Özgür Özel’e iade-i ziyarette........

© Ekonomim