Yüksek enflasyon ne zaman “afet” olarak görülecek

Enflasyonla, hayat pahalılığıyla bütüncül mücadeleyi “dezenflasyon süreci” olarak anmaya başladığımızdan beri bu mücadelenin gereklerinden çok, acı reçetesinin ekonomiyi daraltıcı olası etkilerini daha fazla konuşur olduk. Geçen hafta yayımlanan OVP (2025-2027) hedefleri de zaten siyasi kaygıların hala ekonomik sorunlara çözüm gerekliliklerinin önünde gittiğini gösteriyor. Seçim öncesi tamamen siyasi planlamayla hızla yükselmesine göz yumulan enflasyonun bu kez de hızlı sert önlemlerle düşürülmesi yine siyasi çekincelerle göze alınamıyor. OVP’de enflasyon ve büyüme hedefleri birlikte anılarak enflasyonla mücadelede büyümeden vazgeçilmeyeceği ısrarla vurgulanıyor.

Rasyonel zemine geçişi zorunlu kılan akıldışı adımların atıldığı seçim öncesi dönemde bu kadar yükseleceği tahmin edilemeyen enflasyonla mücadele de orta vadeye yayılıyor. Ekonomide tüm dengeleri ve gelir dağılımını bozan, yaşam maliyetini artıran, vatandaşları, şirketleri yarını göremez hale getiren enflasyon ne zaman “afet” olarak kabul edilecek? sorusunu çok sık duymaya başladık. Vatandaşlar, iş dünyası kanaat önderleri, sendikacılar, akademisyenler dünya ülkelerinden uçurumla ayrışmış enflasyonla yaşamanın sürdürülemeyeceği görüşündeler. OVP’nin 2027’de ulaşılmasını öngördüğü yüzde 7’lik oran bile bugün dünya genelinde yüksek enflasyon olarak kabul ediliyor. Afetle mücadele edermişçesine bir an önce siyasi kaygılar bir yana bırakılarak bütün toplum olarak enflasyona odaklanmak tek çözüm olarak her yerde dile getiriliyor. Umarız önümüzdeki 3 yılda ortalama yüzde 4,5 büyüme hızıyla enflasyonu tek haneye indirir, enflasyonla büyüme denemeleri hüsranlarıyla dolu dünya ekonomi tarihine adımızı altın harflerle yazdırırız. Enflasyonla mücadeleyi bir yıl içinde başarıyla........

© Ekonomim