Geçinmeye ve üretmeye çalışanların, önceliği iş ve aş olanların çektikleri ekonomik sıkıntılar siyasetin ekonomik gerçeklerin önüne geçmesine imkân vermiyor. Cumhur ittifakının özgül ağırlığı çok yüksek ortağı, son 25 yılda ülkemizin makas değişikliklerindeki etkisi yadsınamayan MHP lideri Bahçeli’nin “bölücü başı gelsin TBMM’de konuşsun” çıkışı bile ekonomik sıkıntıların gündemdeki yerini sarsmadı. Geçim sıkıntısı, asgari ücrette artış beklentisi, maliyet artışları işçi ve işverenin bir numaralı sorunu. Tükettiği mal ve hizmetlerin fiyatları yıl içinde hızla artarken bütün bir yılı sabit bir ücretle geçirerek geçinmeye çalışan emekçi ve emeklilerin başka bir gündemi olamaz zaten.
Asgari ücret tartışmasının bugüne kadar hiç görülmedik şekilde erken başlamış olması çekilen geçim sıkıntısının büyüklüğünün göstergesi. Ankara’da girdiğimiz her yerde çarşı pazarda, katıldığımız toplantılarda hep asgari ücret konuşuluyor. Enflasyona yetişemeyerek eriyen alım gücünün ancak ne kadarının yerine konulabileceği herkesi düşündürüyor. Çalışanların da işverenlerin de tüketiciye mal satanların da gözü iktidarın Aralık’ta karar vereceği alım gücü iyileşmesinde. Türkiye’nin önde gelen 126 ekonomisti ortak açıklamayla çalışanların alım gücündeki erimenin mutlaka geriye doğru hesaplanarak yerine konması gerektiği görüşünü ortaya koydular. Enflasyon beklentilerinin kontrol edilemediğinin itirafı olan resmi göstergeler daha çok taze. Enflasyon tahminlerini yukarı doğru güncellemeye hazırlanan ekonomi yönetimi ve başta IMF olmak üzere uluslararası kuruluşlar ise geride kalan enflasyona göre değil........