Yapay zekâ yolculuğunda farklı koordinatlar

Yapay zekâda geniş dil modellerinin gelişmesini kullanım modellerinden ayrı düşündüğümüzde yaşamakta olduğumuz büyük devrimi anlamakta zorlanacağız. İdeolojilerin yarıştığını sandığımız 20’nci yüzyılın bilinçli toplumları değil, bilinçsiz tercihleri ile dünyaya yön veren kitleleri ortaya çıkarmasına bakıp yapay zekâda aynı hatadan kaçınmalıyız.

Geçen yüzyılda çok fazla ideoloji konuştuk. Siyasi liderler, bu ideolojilerin temsilcisi olarak kendi doğrularını beyan ettiler ve gerek siyasetle gerek savaşarak toplumların büyük bedeller ödediği bir yüzyıla damga vurdular. Sonrasında yeni davranış kalıpları ortaya çıktı ve insanların söyledikleri ile yaptıklarının birbirinden iyice ayrıldığı bir yüzyıla girdik.

Pandemi bize yeni bir normali öğretirken çok önemli bir ders daha verdi: Doğru sandığınız şeyler öyle olmayabilir. Sürekli yeni kuşakların internet bağımlısı ve kafasını bilgisayar ya da cep telefonundan kaldırmayan asosyal yaratıklar olduğunu söyleyen kişiler, bu cihazlarının başında telekonferanslarla hayatlarını –ve sosyalliklerini- sürdürdüler. Bu, ideolojik çatışmanın sonu mu oldu? Onu bilmem ama davranış modellerine bakarsam giderek daha fazla insanın çevresinde olanlara değil, bir ekranın içine bakarak yaşadığını söyleyebilirim.

Özellikle bilgisayar başında bunu yapanlarda ilk görülen, omurga ve duruş bozukluğu sorunları oldu. Cep telefonuna bakarak yaşayanların, telefonu tutuş biçimlerine göre dirsek ya da boyunlarında sorun yaşamaları muhtemel. Ruhsal sorunlar içinse, çevresine bakmadan sadece bir akışa kendini kapatıp gerçeklikten kopmayla ilgili onlarca hastalık sayabiliriz.

Bu durum, “Hayat, biz planlar yaparken başımızdan geçenlerdir” şeklindeki güzel sözü hatırlatıyor. Yapay zekâ döneminden geçerken bunu bir kez daha yaşamamak için dikkatli olmamız gerektiğini düşünüyorum. Hepimiz yapay zekâ ile ilgili bir şeyler öğrenip oluşmakta olan bu yeni dünyada kendimize bir yer bulmanın ya da yapay zekânın yarattığı değişim ile ortadan kalkmamanın bir yolunu arıyoruz. Bunu nereden mi biliyorum?

Google söylüyor. Arama motoru Google’ın arama trendleri, bu çaresizce arayışımızı şu ifade ile ortaya koyuyor: “Google arama trendlerine göre 2024 yılında Türkiye’de yapay zeka aramaları yüzde 120, ‘yapay zeka nasıl çalışır’ aramaları yüzde 90, ‘yapay zeka nedir’ aramaları yüzde 80 artış gösterdi. Kullanıcılar yapay zeka ile ilgili bilgi edinmek ve becerilerini geliştirmek için aramalar yaptı: ‘yapay zeka kursu’ ve ‘yapay zeka işleri’" aramalarını iki katına çıkardı.”

Buradaki sorun ne? Benim iletişim alanında büyük bir teknolojik dönüşüm yaşanırken içinde bulunduğum medya sektörü de bütün yenilikleri böyle anlamaya ve geleneksel iş modelleri ile birlikte harmanlayarak “şişi de, kebabı da yakmadan” yaşamaya çalışıyordu. Sonunda influencer ekonomisi ortaya çıktı ve medya bunun altında ezildi çünkü influencerların adında yer alan influence yani etki sözcüğünün hakkını veremediler.


Gerçek hayattaki arayış trendleri

Medyada herkes her şeyi öğrenmeye ve bunu üstlerine fısıldayarak onların da üstlerine fısıldayacağı........

© Ekonomim