Amerika tarifeyi indirse, tekstil ve hazır giyime ne olur? |
ABD ile gümrük tarifelerinde olası bir indirim, tekstil ve hazır giyimde Türkiye’ye kısa vadeli bir nefes aldırabilir; ancak asıl mesele, değişen küresel değer zincirlerine uyum sağlayamayan geleneksel sektörlerin yapısal dönüşüm ihtiyacıdır.
2024 yılının Aralık ayında “Almanya’nın Smith Corona problemi var da Türkiye’nin yok mu?” diye yazmışım. Doğrusu ya, 2025 yılı Aralık ayında özellikle tekstil ve hazır giyim ile ilgili tartışmaları ben bu çerçevede görüyorum: Türkiye’nin aynı Almanya gibi geleneksel endüstrilerin dönüşümü problemi var.
2024’ün Eylül ayında İstanbul Sanayi Odası’nın düzenlediği bir toplantıda “2001’deki istikrar arayışında odak Ankara’nın dönüşümüydü, şimdi temel mesele İstanbul’un dönüşümüdür” derken de aklımda aynı problem vardı. İstanbul’un dönüşümü geleneksel endüstrilerin dönüşümü ile aynı anlama geliyor.
Tekstil ve hazır giyim sektörlerindeki sıkışma aslında tam da bu dönüşüm gereği ile alakalı. Bir süreden beri, küresel değer zincirlerini yeniden yapılandıran üç yapısal eğilim var. Birincisi, dijitalleşme ve yapay zekâ uygulamaları, ikincisi karbondan arınma ya da karbonsuzlaşma (dekarbonizasyon), üçüncüsü ise jeopolitik değişim.
Tekstil ve hazır giyimde aslında değer zincirinin her aşamasının yeniden ele alınmasını zorunlu kılıyor bu eğilimler. Mesela Türkiye neden “Amerikan pamuğu alalım, Amerikalılar da gümrük tarifelerini indirsin” diyor. İyi hazır giyim için öncelikle iyi pamuk gerekiyor.
Nedir iyi pamuk? Gereksiz su kullanarak üretilmemiş, kimyasal kullanımı en aza indirgenmiş, toprak verimini olumsuz etkilemeyen, sürdürülebilir pamuk demek. Bunu kanıtlayan sertifikasyona sahip pamuk demek. Türkiye’de pamuk üretiminin yaklaşık yüzde 85’i bu kriterlere uygun değil. Bundan sonra bir de iğneden ipliğe değer zincirinin her aşamasında uyulması gereken kalite standartları geliyor. Hadise bir tek karbon salımı ile sınırlı değil.
Tekstil ve hazır giyim sektörlerimizin küresel değer zincirlerini yeniden yapılandıran, sektörün teknolojik altyapısını değiştiren bu yapısal eğilimlere uyum sağlaması önem taşıyor. Nedir? Sıkıntı yalnızca günlük konjonktürden, kur-faiz ikileminden kaynaklanmıyor. AB pazarında bu yapısal faktörler ürün standardını değiştiriyor. Önce o değişen standarda uyum sağlamaya çalışacaksınız.
Bu da yetmez. İkinci olarak, AB ithalatının sizin sektörde ürün bazında yapısı değişiyor olabilir. Bu değişime uyum sağlamaya çalışacaksınız. Mesela Avrupa Birliği’nin (AB) toplam tekstil ithalatı artıyor ama........