Sanatında sınır tanımayan sanatçı Genco Gülan

Marmara Denizi’nde ‘Huzursuz Poseidon’… Ağrı Dağı’nda beyaza boyanan tablo… Baksı’da Çoruh Nehri’nde performans… Hüsamettin Koçan’ın “Dali’den daha çılgın” diye tarif ettiği Genco Gülan “Yaptığım işleri ‘fikir sanatı’ olarak da tanımlayabiliriz” diyor.

O, kabına sığmayan bir sanatçı. Gülan’ı ‘Sanatın Ekonomisi’ kitabının yazarı ekonomist Prof. Aylin Seçkin’in kentsel dönüşüm kurbanı evinin yıkılması öncesi ‘sanatla protesto’ etkinliği nedeniyle tanımıştım. Mete Apatmanı Performansı’na katılarak yıkılacak duvarı boyayan Genco Gülan’ı geçenlerde Ortaköy’deki atölyesinde ziyaret ettim. Annesinin tiyatro sanatçısına hayranlığından aynı ismi taktığı Genco Erkal’ın AKM’deki töreninden gelmişti. Kendi yorumunu kattığı Boticelli’nin ‘Venüs’ün Doğuşu’ dev tablosuyla kaplı duvar, yeni uzuvlar kattığı ‘Üç Güzeller Heykeli’, tavandan sarkıtılan parayla kaplı iri koltuk, ilginç hikayeleri olan tablolar, dergiler. Ali Baba’nın Mağarası gibi bir atölyede başlıyor onunla sohbetimiz.

Kendinizi nasıl bir sanatçı olarak tarif ediyorsunuz?

Ben kendimi kısaca çağdaş sanatçı olarak tarif ediyorum. Ama bunu açınca öncelikle kavramsal sanatçı diyorum. Disiplinler arası kavramsal işler yapıyorum. Aslında yaptığım işleri “fikir sanatı” olarak da tarif edebiliriz. Çünkü işlerimin arkasında bir ya da bir dizi fikir mevcut. Bu fikirlere de yine birtakım araştırmalarla geliyorum. Ya da bu fikri bulduktan sonra bir araştırma yapıyorum. Onun üzerine görsel veya işitsel veya görsel-işitsel malzemeleri üretiyorum.

Küratör Marcus Graf’ın ‘Kavramsal Renkler Genco Gülan’ kitabında “Bugün sanatçılar, sanat endüstrisinin gayri resmi Araştırma&Geliştirme (Ar-Ge) bölümü elemanları gibiler” diyorsunuz. Bunu açar mısınız?

Yani bir fikir bulunca bunu hayata geçirmek için araştırıyorsun, öğreniyorsun. Bir proje için çince bir şey yazmam gerekirse nasıl yazacağımı araştırıyorum. Başka bir proje için Karyalıların kullandıkları dili çözmeye çalışıyorum. Arkeolojiyle ilgili ise projem arkeoloji alanına, dil ise dil bilim alanına dalıyorum. Mesela Sümer piktogramıyla Kore’deki bir fabrikada enstalasyon yaptım. Bu nedenle piktogram çalıştım.

Atölyenizde etrafıma baktığımda, kendi yorumunuzu eklediğiniz Boticelli’nin ünlü tablosunu, uzuvlar eklediğiniz heykeller, kendinizi Dali’ye benzettiğiniz fotoğraf, yapay zeka çizimler filan görüyorum…

Üretim sürecimde de sık sık mecra değiştiriyorum. Resim, heykel, seramik, video, fotoğraf kullanıyorum. Hatta en son İstanbul Modern'deki video sanatı atölyesine davet edildi. Performans sanatıyla uğraşıyorum. Yani hem daha disiplinler arası işler üretiyorum hem dijital sanatla uğraşıyorum. Yeni medya uzmanlık alanlarımdan biri. Full time sanat düşünüyorum. Yaratıcılık için kafanın farklı çalışması gerekiyor.

Sanat dalında mı eğitim aldınız?

Hayır Mimar Sinan mezunu değilim ama Mimar Sinan’da hocalık yapmayı başardım. Müzecilik Bölümü Yüksek Lisans programında hem yeni medya sanatı hem çağdaş sanat dersleri verdim. Direkt sanat eğitimi almadan da sanat alanında uzmanlaşmak mümkün. Boğaziçi Üniversitesi’nde ana dal siyaset bilim okudum, yan dal olarak da sanat. Heykel, resim, seramik dersleri aldım. New York’ta The New School’da Medya Çalışmaları dalında eğitim gördüm. Hatta size ilginç bir şey söyleyeceğim. Yeni Medya Sanatı üzerine tez yazdım. Yıllarca tezi yayınlatmak için uğraştım. Geçenlerde tezim MoMA’nın kütüphanesinde karşıma çıktı. Yayınlatamadığım tezin dijital versiyonu 20 yıl sonra MoMA’nın kütüphanesinde. Tabii çok sevindim. Benim için altın madalya kazanmak gibi bir şey bu. Demin yukarıda sözünü ettiğiniz Marcus Graf’ın derlediği “Kavramsal Renkler-Genco Gülan” kitabı da Metropolitan Müzesi’nin kütüphanesi başta Almanya, Hollanda, Polonya gibi milli ya da sanat kütüphanelerinde. 2011 yılında yayınlanan kitapta Türk yabancı 15 yazarın eserlerime ilişkin yazıları var. Bu kitabın ikincisini yaptım ama yayınlanmadı. Yayıncı bulamadım. Yayıncılık sektörü zor durumda.

Peki koleksiyonerleriniz arasında böyle........

© Ekonomim