Kahve değil bir kültür satıyoruz

Bu haftanın konusu sanat değil, kültürümüzde önemli bir yeri olan Türk Kahvesi ve bunun ABD’de tanıtımı için yıllardan beri kimsenin aklına gelmeyeceği yaratıcı projelere imza atan Gizem Şalcıgil White.

Gizem, Arkas Sanat Alaçatı’nın açılışı için Çeşme’de olduğum hafta sonu ziyaretime geldi.

Uluslararası Ağa Han Mimarlık ödülü de dahil pek çok ödülün sahibi olan, Ankara eski belediye başkanlarından Mimar Vedat Dalokay’ın torunu Gizem Şalcıgil yaşadığı ABD’de ‘Turkish Coffee Lady’ olarak biliniyor. Onu Türk Kahvesi’nin tanıtımı için kamyonla ABD’nin eyaletlerinde yola düştüğü 2012 yılında beri tanırım, takip ederim. Türkiye’ye her geldiğinde buluşuruz, Türk Kahvesi’nin dünyada ve özellikle ABD’de nasıl tanınacağını konuşuruz.

Bu kez Çeşme’deki uzun sohbetimizin okuru ilgilendireceğini düşündüm ve notlarımı aldım.

Sevgili Gizem seni ilk tanıdığımda ABD şehirlerinde kiraladığın kamyonla Türk Kahvesi ikram ederek tanıtımını yapıyordun. Şimdi ise kendi markan ‘Turkish Coffee Lady’ kahve dükkanları açtın. Amerikalılara kahvemizi sevdirmeyi başardın. Bu aşamaya nasıl geldin?

Bilkent Üniversitesi Bankacılık Finans bölümünden mezun olup 2006 yılında Boston'da bir yüksek lisans programına başladığım dönemde Türkiye'nin eksik ve yanlış tanıdığını gördüm. Yüksek lisans programında ülkelerin markalaşması üzerinde çalıştım. Gastro-diplomasi alanında uzmanlaştım. Türkiye'yi ve zengin kültürümüzü doğru tanıtma misyonunu üstlendim.

Günde 400 milyon adet kahve tüketen Amerikalılarla çok merak ettikleri Türk kahvesi aracılığıyla neden iletişim kurulmasın dedim. Bir kadın girişimci olarak hem iki toplumu gastro-diplomasi aracığıyla buluşturmak hem ABD’de Türk Kahvesi’ne değer kazandırmak için kolları sıvadım.

2009 yılında New York ve Washington DC'de başlattığım Türk Kahvesi etkinliklerine yoğun ilgi olunca 2012'de kar amacı gütmeyen ‘Gezici Türk Kahvesi Kamyonu’ projesini hayat geçirdim. Sponsorların katkıları ve gönüllü vatanseverlerle beraber Amerika'da başlıca eyaletleri, 2013 yılında Hollanda, Belçika, Fransa'yı ve 2016 yılında da Kanada'nın Toronto şehrini bir kamyonla dolaştık. 50 binden fazla kişiye Türk Kahvesi ikram ettik, sevdirdik.

Amerikan Kongresinde de bir “dostluk projesi “olarak onurlandırılan bu kültürel girişim sonucunda Washington Post gazetesi bana ‘Turkish Coffee Lady’ ismini verdi.

Washington’daki çalışma hayatın, ilişkilerin bu misyonunda yol almanı katkı sağladı sanırım?

Tabii ki. Tüm bu çalışmalar sırasında, Washington Büyükelciligi'nde ve THY’da halkla ilişkiler alanlarında , sonrasında Dünya Bankası'nda Kadın Kalkınma Programlarında görevliydim. Washington Türk Amerikan Derneği'nin dört yıl başkanlığını yürüttüm. 2015 yılında JCI International tarafindan kültür dalında Türkiye'nin ‘En Başarılı Genci’ seçildim. 2017 yılında Turk of America Dergisi tarafından ‘ABD'nin (40 yaş altı) en etkin 40 Türk Amerikalı Genci’ ödülüne layık görüldüm.

2020 yılında, TÜHID Altın Pusula Türkiye Markası jüri ödülünü kazandık. ‘Turkish Coffee Lady’ markası, iki yıl önce Amerika’da küçük işletmeleri destekleme kurumu tarafından 2022 yılının 'Başarı Hikayesi’ seçildi.

Bu arada kamyonla turum sırasında Rotterdam'da tanıştığım değerli ortağım Ahmet Şerif Izgören ile beraber bu kültürel misyonu daha profesyonel olarak devam ettirmek üzere 2017 yılında bir iş kurmaya karar verdik. Şu anda, ABD’nin ilk ve tek Türk kahvesi zinciri olan ‘Turkish Coffee Lady’ markası böylelikle doğdu.

Ayrıca, kâr amacı gütmeyen ‘Turkish Coffee Lady Vakfı’nı 2020 Mart tarihinde hayata geçirdik.........

© Ekonomim