İBB’nin restorasyonu devam eden Casa Botter’de 29 Ağustos’a kadar devam edecek Nuri İyem Sergisi’ni küratör Levent Çalıkoğlu ile konuştuk. ‘Casa Botter Sergileri’nin iddiası var: “Amacımız, iyi bildiğimizi düşündüğümüz sanatçıların hiç bilinmeyen yönlerini öne çıkarmak…”
Sabahın erken saatlerinde İstiklal Caddesi çok kalabalık olmasa da tatlı bir telaş içerisinde.
İstiklal Caddesi’nin son dönem en gözde yapılarından Caba Botter’in sergi programlarını hazırlayan, küratör Levent Çalıkoğlu ile mekânda buluşacağız. İBB’nin restorasyonunu kısmen tamamladığı Casa Botter’e girmeden Art Nouveau’nun İstanbul’daki en güzel örneklerinden birine karşı kaldırımdan bir kez daha bakıyorum. II. Abdülhamid döneminde 16 yıl saray mimarlığı yapan, kendi ülkesinde de ünlü mimar Raimondo D’Aronco’nun eserinin yeniden gündeme gelmesinin en büyük nedeni kuşkusuz İBB Kültür. Mekândaki sergilerin özelliğini, ziyaretçiyle nasıl ilişki kurduğunu konuştuğumuz sanat tarihçisi Levent Çalıkoğlu’na zaten ilk sorum Casa Botter ile ilgili:
Casa Botter’in önemini sizden dinleyelim….
İstiklal Caddesi’nin belki en ikonik binalarından biri Casa Botter. Hem mimarlık tarihinde hem Türkiye’de Osmanlı sonrası Cumhuriyet başlangıç evresi için önemli mimari bir örnek. Art Nouveau bir kimlik sergiliyor. Binanın üst katlarında İBB’nin restorasyonu devam ediyor. Restorasyon devam ederken giriş katının bir sergi alanı olarak kamuya sunulması çok anlamlı ve dikkat çekici.
Sergi programına nasıl dahil oldunuz?
Casa Botter’in açılışı geçen yıl yapıldı. Ben ise bu yıl mekânın sergi programına dahil oldum. İBB Genel Sekreter Yardımcısı Mahir Polat’in davetiyle burası için bir sergi programı önerdim. Aslında İBB’nin dönüştürdüğü pek çok mekândaki sergi programlarının hem içinde duruyor hem de yeni bir öneri sunmaya çalışıyor. Çünkü burayı spesifik olarak Türkiye modern resminin ve çağdaşa uzanan süre içerisinde, sanat tarihimizde yer edinmiş, hafızalarımızda ve görsel belleğimizde yeri olan tek sanatçı sergilerine odaklanılmasını doğru olacağını düşünüyordum. Mahir Polat önerimi hemen kabul etti. Burada böyle bir kimlik ve bu mekânda böyle bir konumlandırma yaratmak istiyoruz. Nitekim her sanatçı burada bir tür solo sergiyle yer alıyor. Yani grup sergisi veya küratöryal konsepten ziyade sanatçıya odaklanan, sanatçının tüm kariyerini belirli bir seçkiyle kronolojik veya tematik olarak sunmaya çalışan mini retrospektifler.
Casa Botter’in programı hep bu çerçevede mi devam edecek?
Evet öyle devam edeceğiz. Konumlandırma böyle oldu benim kafamda. Ancak sergi mekânının olağanüstü bir görsel ve mimari karakter olarak çarpıcılığı söz konusu. Dolayısıyla buradaki sergi duvarlarını tasarlarken hem mekanla diyalog halinde olsun, mek^anı örtmesin ve kendi görselliğine eşlik etsin istedik. Gördüğünüz gibi benim “ada” dediğim 8 tane bağımsız, anıtsal duvar var. Dolayısıyla çıkış noktam şuydu: Bu yeri........