Dünyayı baş aşağı gören ressam

Ressam, heykeltraş, baskı sanatçısı Baselitz, güncel sanatın kalbinin attığı İstanbul Bienali’ne katılmayı arzu etmiş. Bienal iptal edilince son 10 yılı kapsayan üretiminin Sakıp Sabancı Müzesi’nde sergilenmesine ikna olmuş. 86 yaşındaki Georg Baselitz, resimlerinde II. Dünya Savaşıyla, travmalı Alman toplumuyla ve kendisiyle hesaplaşıyor.

Sabancı Üniversitesi Sakıp Sabancı Müzesi’nin (SSM), Akbank’ın desteğiyle çağdaş sanatın en büyük isimlerinden Alman ressam, heykeltıraş ve baskı sanatçısı Georg Baselitz’in eserlerine ev sahipliği yapıyor.

1938 doğumlu sanatçının son 10 yılda ürettiği yüze yakın tablo ve heykelini kapsayan “Baselitz Son 10 Yıl” Sergisi’nin yanı sıra İstiklal’deki Akbank Sanat’ta sanatçının gravür işlerin görmek mümkün.

Nitekim SSM’deki sergiyi Hüma Arslaner (Sergiler ve Resim Koleksiyonu Yöneticisi) gezdikten sonra müze müdürü Dr. Nazan Ölçer’i de alarak Akbank Sanat’a gidiyoruz.

İki sergi birbirini tamamlıyor.

Yeni-Dışavurumculuk (Neo-Expressionism) akımının önde gelen temsilcilerinden olan, hatta Alman Yeni -Dışavurumculuk akımının “babası” gözüyle bakılan Baseliz’in esas adı Hans-George Kern.

1961 yılında, Saksonya’da doğum yeri olan Deutschbaselitz’e atfen Georg Bazelitz adını alıyor.

Önce Doğu Almanya ardından Batı Almanya’da aldığı güzel sanatlarda eğitimindenberi ilham kaynağı olarak Willem de Kooning’e işaret eden Baselitz’in etkilendiği diğer isimler Philip Guston ve Jackson Pollock.

Savaş sonrası yaşadığı yer Doğu Almanya’da kalan Baselitz, sıkı sosyalist sistemden sonra Batı Almanya’ya geçiyor ve günü gününe, hesapsız kitapsız yaşayan bir tüketim toplumuyla karşılaşıyor.

Nazan Ölçer’e göre ismini değiştiren, yeni bir kimlik alan sanatçı 1969 yılında, günümüze kadar devam eden, alameti farikası haline gelen baş aşağı resimlerine (insan, ağaç, hayvan her şey) başlıyor.

“Çünkü dünyası tersine dönüyor” diyor Ölçer.

1990’lı yılların ortalarında Artforum Dergisi’ne demecinde bakın ne diyor Baselitz:

“Yok edilmiş bir düzende, yok edilmiş bir manzarada ve yok edilmiş bir toplumda dünyaya geldim. Düzeni yeniden kurmak istemedim, sözde düzeni yeterince görmüştüm. Dolayısıyla her şeyi........

© Ekonomim