“Daha odaklı, daha hızlı ve daha sistematik” sürdürülebilirlik

Türkiye’de 100 yılı aşkın süredir faaliyet gösteren Unilever, 1952 yılından bu yana başladığı yatırımlarla çok sayıda ilki gerçekleştirdi. 20 markaya sahip olan kuruluş sürdürülebilir kalkınmada öncü adımlar atıyor.

Geçtiğimiz hafta, Unilever Türkiye ve Orta Doğu Ev Bakım Lideri & Unilever Türkiye Ülke Başkanı Ali Fuat Orhonoğlu’nun ev sahipliğinde düzenlenen basın buluşmasında Unilever Türkiye’nin çalışmaları, yatırımları, sürdürülebilirlik yol haritası ve gelecekteki projeleri paylaşıldı.

Türkiye’nin en büyük 40 sanayi kuruluşundan birisi olan Unilever, ülkemizde güzellik & sağlık, kişisel bakım, gıda, dondurma ve ev bakım olmak üzere beş kategoride faaliyet gösteriyor. Tekirdağ Çorlu, İstanbul Tuzla ve ikisi Konya’da olmak üzere 4 fabrikasında üretim yapıyor. 5 bin çalışanı bulunan kuruluş, 2023’de 165 milyon doları, son 5 yılda ise 700 milyon doları aşan ihracat gerçekleştirdi.

190 ülkede faaliyet gösteren Unilever için Türkiye’nin çok önemli bir konumu var. Unilever Türkiye, pazar hacmiyle ve organizasyonuyla kuruluşun en büyük 20 ülkesi arasında yer alıyor. Halen Türkiye’de tek seferde yapılmış en büyük hızlı tüketim ürünleri (FMCG) yatırımının sahibi olan kuruluş, Nielsen verilerine göre, Türkiye Hızlı tüketim ürünleri pazarında (FMCG) (alkol ve tütün ürünleri hariç) lider konumunda bulunuyor.

Basın toplantısında konuşan Ali Fuat Orhonoğlu, 2010 yılında sürdürülebilir yaşamı yaygınlaştırmak amacıyla lanse ettikleri Sürdürülebilir Yaşam Planı’nın sonuçlarını paylaştı. Orhonoğlu, 10 yıllık bir hedef seti ortaya koyduklarını, bu hedefler doğrultusunda çalıştıklarını, güçlü bir etki yarattıklarını ve hedeflerinin çoğunu gerçekleştirdiklerini anlattı. Gerçekleştiremedikleri hedeflerinden çıkardıkları derslerle 2020’de Sürdürülebilir Yaşam Pusulası yani Compass stratejisini oluşturduklarını, hedeflerini 2030 yılına yönelik olarak belirlediklerini ve önceki planın üzerine inşa ettiklerini belirtti.

Artık söylem değil, hızlı hareket etme zamanı diyoruz ve 2039’da net sıfır emisyona ulaşmayı hedefliyoruz” diyen Orhanoğlu, şu yorumu yaptı:

“2010 yılında amacımız dünyamıza ve ihtiyaçlarına dikkat çekmekti. 2020 yılına geldiğimizde bu konuda farkındalık artmıştı ancak bu ajandanın işimize entegrasyonu için daha fazla yapabileceklerimiz vardı. Bu ikinci çağda daha çok buna odaklandık. Sürdürülebilirlik hedeflerimiz genişledi, sayısı arttı, kapsamı zenginleşti ve tüm iş ve yatırım........

© Ekonomim