Mühendis tercüman olunca

Yeni mezunuz; vakit geçirmeden yüksek lisans programına kaydolduk. Boykotlu yıllar; dönem bitiyor, bir sonraki neredeyse hemen başlıyor; amaç boykotla yitirilen dönemin (dönemlerin) kısmen de olsa telafi edilmesi. Dersten hemen sonra Şefik yanıma geldi: “TCDD, ODTÜ mezunu makine mühendisi arıyormuş, yüksek lisansa izin verebilirler, bir bakalım” dedi. Gittik, Yol Dairesi Başkanı ile görüştürdüler. ODTÜ’lüyüz, ol nedenle kendimizi büyük mühendis sayıyoruz; “biz geldik” mealinde bir şeyler söyledik. Başkan, “tamam, personel dairesine gidin, gerekli işlemleri tamamlayın” dedi. Ebette gururumuz okşandı.

Bir ay içinde başladık işe. Altı makine mühendisi, iki yüksek makine teknikerinden oluşan bir odamız var. ‘Derin’ mühendislik hesapları beklerken, önümüze yeni alınan ray kontrol araçlarının (lokomotif-vagon karışımı; içine biniyor uzmanlar, o kasaba sizin bu şehir benim uzun yola çıkılıyor, elektronik ray kontrolü yapılıyor) İngilizce katalogları kondu. Meğer asıl olarak ‘tercümana- hadi ayıp olmasın, tercüman mühendise’ ihtiyaçları varmış. Şefik altı ay durdu durmadı, ben tam bir yıl sabrettim; ne bir gün eksik ne bir gün fazla; ikimiz de ayrıldık.

Daire Başkan Yardımcısı inşaat mühendisi, emekliliğine az kalmış, genç yaşımızda ‘tonton bir amca’ gibi geliyor bize. Odaya girerken yakaladı; elinde bir resmi yazı. Mealen, “oku, öyle bir cevap yazısı yazdım ki, karşıdaki........

© Ekonomim