Temmuz ayında küresel ekonomide ve finansal piyasalarda gidişatı en çok ne etkiliyor diye bir soru sorsak herhalde ABD’de‘den gelen haberler denirdi. Trump‘a suikast girişiminden Biden‘ın adaylıktan çekilmesine, Fed’in oldukça sert bir dönüşle daha güvercin mesajlar vermesine kadar gerek jeopolitik dengeleri etkileyecek gerek ekonomik gidişat ve finansal piyasalar üzerinde etkili olabilecek gelişmeler yaşandı.
Yaklaşık 10 gün önce Trump’a suikast girişiminin arkasından ABD seçimlerinin kazananının Trump ve Cumhuriyetçiler olacağı konusundaki beklenti güçlendi. Piyasalara ilişkin öngörüler bu tahmine göre şekillenmeye başladı. Fakat Biden’in çekilme kararıyla seçim sonuçları tekrar tartışmalı bir hale gelmeye başladı.
Trump‘ın seçilmesi durumunda ABD ekonomisinde daha az müdahaleci ve daha düşük vergi oranlı bir ortamın oluşma beklentisi finansal piyasaların da çok sevdiği bir haber olduğu için genelde olumlu yansımalarla geldi. Bununla birlikte, daha düşük vergi, başta savunma harcamaları olmak üzere artma ihtimali olan bütçe harcamaları ile birleşince zaten yüksek olan ABD bütçe açığının daha da artacağı yönündeki beklenti de yükselmeye başladı. İlk haber piyasalar açısından nasıl pozitifse, ikincisi de negatif bir sinyal veriyor aslında. Yüksek bütçe açığı, yüksek borçlanma yüksek enflasyon ve makro istikrarın daha da bozulması anlamına gelir. Bu olasılık da fiyatlanınca, piyasalardaki ilk olumlu tepki zaman zaman negatif hareketlere de dönüştü. Trump‘ın seçilmesi durumunda........