Bugün yeni bir ekonomi yaşamı onaracak değeri adil bölüştürecek bir ekonomi doğuyor. Bu ekonomilerde iş dünyasının dönüşümünün önündeki en büyük engellerden bir tanesi de elbette sahiplik ve karar alma mekanizmaları. Bugün doğrudan adım atıp müdahale edebileceğimiz alanlardan biri ise doğru oluşturulamayan güç odaklı yönetim kurulu mekanizmaları!
Türkiye’de özellikle yönetim kurulunda kadın sayısının artmasına yönelik söylemlerin arttığı bir dönemdeyiz bu oldukça önemli ama alt metniyle bir o kadar da kritik! Çünkü burada ihtiyacımız olan şey oransal olarak kadınların varlığı değil kadınların aktif karar alma mekanizmalarında yer alması ve bunun ötesinde iş dünyasında kadına yönelik dar görüşün temelinden değişmesi! Sadece kota yakalama telaşına tutulmak yerine bütüncül bir cinsiyet meselesi ile görmek ve çok daha bütüncül bir yerden şu soruyu sormak gerek: “Aldığımız kararlar kimi, neyi nasıl etkiliyor ve bu karar alınırken masada eksik olan ses neydi?”
Bugün aile üyelerinden, sermayedarlardan, uzun yıllardır çalıştığınız isimlerden ve elbette uzmanlardan çok daha fazlasını içine alan bir yönetim kurulu anlayışına ihtiyacımız var. Bugün yönetim kurullarımızda ülkemizde veya endüstrinizde bulunan en kırılgan grupları temsilen isimlerin bulunması gerekiyor. Örneğin inşaat endüstrisindeyseniz çalışan işçileri temsilen bir yönetim kurulu üyeniz olması ve bu üyenin de tüm işçilerin ortak seçimiyle atanmış bir kişi olması........