Randevularına gelmeyen veya geç gelen müşteriler

Bir anı

İşlerim arzu ettiğim gibi gitmemişti. Doktora çalışmam bitmemişti. Bursum kesilmişti. Ve beş parasızdım. Türkiye’ye dönemezdim. Çünkü çok büyük bir finansal yükün altına girmiştim. Bana kefil olanlardan bu parayı çatır çatır alırlardı. Başladığım bir işi yarıda da bırakamazdım. Bu yüzden mücadele etmeliydim. Para kazanıp ayakta kalmalıydım. Bir arkadaşım ile özel ders verme işini düşündük. O zaman internet de yoktu. El ilanları yapıp üniversitenin değişik yerlerindeki ilan tahtalarına astık. Sanki böyle bir hizmeti bizden başkası düşünememişti. İstekler yağmaya başladı. O zaman cep telefonu da yoktu. Bana akşam saatlerinde evdeki telefonumdan ulaşıyorlardı. Yarı dönem sınavları ve final sınavları yaklaştıkça istekler artıyordu. Doktorada almam gereken derslerim bitmişti. Bu nedenle özel ders verecek zamanım boldu. Sınav zamanlarında günlerim doluyordu. Ancak bazen randevularına gelmeyenler oluyordu. Randevulara gelmeyenler çoğu kez de o günün akşamı telefon edip özür dilerlerdi. Ama kayıp geri gelmezdi. O öğrencilerden alacağım parayı kaybetmiş olurdum. Diğer taraftan da randevu takvimim dolu olduğu için randevu veremediğim bir başka öğrenci sınavdan önce benden ders alamamış olurdu.

Bir sezonum çok iyi geçmişti. İyi para kazanmıştım. Ancak yaz geldi. Yaz okuluna yazılan öğrenci sayısı az olduğu için ders alan öğrenci sayısı da iyice azalmıştı. Başka gelir kapıları düşünürken bir akşam yine telefonum çaldı. Telefondaki bir kadındı ve şöyle konuştu “Ben aptalım galiba. Şu istatistiği bir türlü öğrenemedim”. Türk olsa “Estağfurullah” derdim ama “Eğer aptal olsaydınız bunu söylemezdiniz. İstatistik konusuna gelince, bu konuda yardımcı olurum” dedim. Telefon eden kadın gerçekten aptal falan değildi; sözün gelişi öyle söylemişti; doktoralı bir psikolog idi. Bir hastanede çalışıyordu. Sertifika almak için gireceği sınavda istatistikten soru soruyorlardı. İstatistik bilgisi ise yok denecek kadar azdı. Ama müthiş bir azmi vardı. Bir yaz boyu kendisine ders verdim.

Psikolog öğrencim bir hastanede çalışıyordu. Eşi avukattı Varlıklı, katolik bir aile idiler; beş çocukları vardı. Beni evlerine davet etti, aile ile tanıştım. Psikolog öğrencim........

© Ekonomim