Ahilik ilkeleri sadece esnaf için değildir

Mandallar

Her yıl İstanbul’dan yazlığa giderken hep bir listemiz olur; eksikler listesi. Geçen yıl listede bir de mandal vardı, çamaşır mandalı. Oralarda her aradığımızı bulamıyoruz, bulsak da kalitesinden emin olamıyoruz. Bu tür ürünler alışveriş merkezlerindeki zincir mağazalarda da bulunmuyor. Bulunsa da bu çok sıradan oluyor. Ama Tahtakale’de bulunuyor. Tahtakale ve civarında gezdiğinizde bir arkeolojik gezide gibisinizdir. Nerden ne çıkacağını bilemezsiniz. Ama ille de Mısır Çarşısı’nın içinden de geçmelisiniz. Bir şey almasanız bile Mısır Çarşısı’nın o gizemli kokusunu da içinize çekmelisiniz ki arkeolojik geziniz verimli geçsin.

Mısır Çarşısı’na yakın bir dükkânda çamaşır mandalını bulmuştuk. Bir plastik ambalaj içinde mandallardan iki paket almıştık. Yazlıkta terasa çamaşır asan eşimin “Hay Allah, bunların hepsi bozukmuş” sesini duyunca sorunun mandal olduğunu anladım. Mandalları "diplomalı mühendis” gözüyle inceledim. Plastik iki parça ve yay görevi gören metalik parça düzgündü. Ancak uyumları düzgün olmadığından sıkışma sağlanmıyordu. Bu bir imalat hatası idi. İkinci paketi açmadık. “İstanbul’a dönünce nasılsa Eminönü’ne gideceğiz, değiştiririz” dedik. Ve de İstanbul’da dönünce deniz yolcuğu ile başlayan kutsal Eminönü ziyaretinde iki paketi de yanımıza aldık. Ama elimizde o malı oradan aldığımızı kanıtlayacak satış fişi veya benzeri bir şey yoktu.

Mandalları aldığımız dükkânı bulduk. Kapı önündeki tezgâhın üstünde yine mandallar vardı. Dükkânın önündeki diğer mallar ile ilgilemekte olan adama sorduk “Dükkan sahibi siz misiniz?”. Adam tezgahtan başını kaldırıp cevapladı “Yok, ben çalışanım. Sahibi içerde”. Dükkânın sahibi 30-40 yaşlarında bir “Delikanlı” idi. “Biz bu mandalları geçen yıl bu zamanlar sizden aldık. Çanakkale’ye, yazlığımıza götürdük. Ama bunlar bozuk. O yüzden geri........

© Ekonomim