Teknoloji devriminde erken sanayisizleşme |
Yirminci yüzyılın başında sanayi devrimi yalnızca üretim biçimini değil, toplumların bütün ekonomik ve sosyal dokusunu dönüştürmüştü. Sanayi, uzun yıllar boyunca ülkelerin büyümesinin, verimlilik artışının ve istihdam kapasitesinin temel taşı olmuştu. 2000’li yıllarda ise dijitalleşme, internet devrimi ve son beş yılda ivme kazanan yapay zekâ dönüşümü, ekonomik aktivitenin ağırlık merkezini hızla hizmetlere ve teknolojiye kaydırıyor.
Bu dönüşümün en sert etkilerini hisseden ülkelerden biri maalesef Türkiye oldu. Türkiye’de hız kazanan erken sanayisizleşme dönemini üç temel unsur tetikliyor:
(i) Küresel korumacılığın zirveye çıkması
(ii) Makro-finansal dengelenme sürecinin yarattığı yüksek maliyet baskıları
(iii) Sanayinin düşük–orta teknoloji segmentine sıkışmış yapısı.
ABD seçimlerini Trump’ın kazanmasıyla birlikte MAGA (Make America Great Again) akımı ikinci perdesine girdi. Bunun en belirgin sonucu, ABD’nin ticaret politikalarında yeniden hızla yükselen korumacılık oldu. Trump’ın “Made in America” söylemi yalnızca siyasi bir slogan değil; aynı zamanda küresel üretim zincirlerinin yeniden tasarlanması anlamına geliyor. Son aylarda başta otomotiv, demir-çelik, makine-teçhizat ve tekstil olmak üzere geniş bir ürün grubunda gümrük vergilerinin artırılması, Türkiye’nin en rekabetçi olduğu sektörleri doğrudan hedef aldı.
ABD pazarının kapanması yalnızca ihracat kaybının yanı sıra uzun vadeli tedarik zinciri ilişkilerinin kırılması anlamına da geliyor.
Küresel baskılara içerideki koşullar da eklenince, sanayinin üzerindeki yük........