menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Türkiye’nin dış açıklar ve yabancı sermaye akımlarıyla imtihanı

10 0
07.11.2025

Geçen haftaki yazımı, İkinci Dünya Savaşı sonrasında şekillenen yenidünya düzeninin ve 1950’de Demokrat Parti’nin işbaşına gelmesinin, Cumhuriyetin ilk döneminde uygulanan ekonomi politikalarında önemli değişikliklere neden olduğunu belirterek noktalamıştım. 1950 sonrasındaki dönemi, uzun uzadıya değerlendirme niyetinde değilim. Bunun yerine, o yıllardan itibaren Türkiye ekonomisi üzerinde muazzam etkileri olan dış açıklar, ödemeler dengesi ve yabancı sermaye hareketleri konularını odaklanarak, bugün bile yaşamakta olduğumuz bazı sorunları anlamlandırmaya çalışacağım.

Türkiye 1990'lara kadar, uluslararası finans piyasalarından neredeyse tamamen izole durumdaydı. Türkiye'nin dış finansmanı, 1950'ler ve 1960'larda çoğunlukla, IBRD, İslami Kalkınma Bankası, Dünya Bankası ve Avrupa Yatırım Bankası’ndan alınan kredilerle sağlanıyordu (Tablo 1). Türkiye'de orta ve kısa vadeli sermaye hareketleri ancak 1963'te başlasa da, yıllık rakamlar 1977'ye kadar 100 milyon doların altında kaldı. Yani, bugün bildiğimiz anlamda sıcak para peşinde koşan portföy yatırımcıları henüz hayatımıza girmemişti.

........

© Ekonomim