AB’nin “haylaz çocuğu” Macaristan
Batı dünyasında kafalar biraz karışık. Başta Batı kavramının iki parçası olan ABD-AB ve AB içindeki iki büyük güç olan Almanya ile Fransa arasında siyasi, ekonomik, ticari ve güvenlik başta olmak üzere birçok konuda görüş ayrılıkları mevcut.
Yaşlanan nüfus, ekonomik aktivitenin toparlanamaması, aşırı sağın yükselişi, ağır işleyen bürokrasi ve Rusya-Ukrayna savaşı sonrası güvenlik sorunları AB’nin cari ve yapısal problemleri arasında. AB içinde sorunlar bu kadar da değil tabi. Örneğin AB üyesi olup AB politikalarıyla görüş ayrılıkları bulunan Macaristan ve Slovakya gibi ülkeler var. Gelin bugün AB dönem başkanlığını devralan Macaristan’a bakalım. Başbakan Orban Macaristan’da en uzun başbakanlık yapan lider. Gerek Macaristan içinde gerekse dışarda izlediği politikalarla sık sık dünya kamuoyunda tartışılan biri.
Önceki yıllarda Orban sık sık AB kararlarını veto ederken Batı kamuoyu Orban’ı AB’nin siyasi birliğini zayıfl atmakla suçladı. AB Macaristan’ı yargı bağımsızlığı, insan hakları, basın özgürlüğü gibi birliğin temel ilkelerine uymamakla suçluyor ve AB mevzuatına uymadığı gerekçesiyle farklı yaptırımlarla tehdit ediyor.
Orban yönetimindeki Macaristan AB dönem başkanlığını aldı lakin Avrupa Parlamentosu’nda konuşmasına izin verilmedi. Başkanlığı alır almaz ‘’Barış operasyonu başlatıyorum’’ deyip 2 Temmuz’da Ukrayna’ya, akabinde iki gün sonra Rusya’ya ve daha sonra da Çin’e sürpriz bir ziyarette bulundu. Bu ziyaretler AB’de rahatsızlık yarattı ve Orban’ın bu ziyaretlerinin hiçbir şekilde AB’yi temsil etmediği belirtildi.
AB ve NATO üyesi olan Macaristan ‘’Doğu Açılımı’’ politikasıyla Rusya, Doğu Avrupa ve Asya ülkeleriyle siyasi ve ekonomik ilişkilerini güçlendirmek istiyor. Macaristan, bir yandan AB üyesi ve AB dönem başkanlığını yürütürken bir yandan da Rusya ve Çin’le iyi ilişkilere sahip. Hatırlayacağınız üzere Çin Devlet Başkanı Şi Cimping Mayıs ayında yaptığı Avrupa ziyaretinde Fransa, Sırbistan ve Macaristan’ı ziyaret etmişti. Cimping bu ziyaret sonrasında Çin-Macaristan ilişkilerinin tarihin en iyi noktasına geldiğini ifade etmişti. İtalya’nın Kuşak Yol Projesi’nden çıktığı ve AB’de Çin’e yaptırımların konuşulduğu dönemde Çin Sırbistan ile Serbest Ticaret Anlaşması imzalamıştı. Bu ziyarette de Kuşak Yol Projesi kapsamında Sırbistan-Macaristan arasında demir yolu yapılması konusunda anlaşma sağlandı. Orban bu görüşmenin ardından yaptığı açıklamada artık çok kutuplu bir dünyanın olduğunu ve Çin’in bu dünyada en önemli aktörlerden biri olduğunu söyledi.
Az önce söylediğim gibi Rusya ile de ilişkileri gayet iyi. Macaristan, Rusya-Ukrayna Savaşı’ndan sonra AB’nin Rusya’ya uyguladığı yaptırımları desteklemediğini açıklıkla dile getirdi. Bunun yanında AB’nin Ukrayna’ya olan 50 milyar Euro değerindeki yardım paketini uzun bir süre veto ettikten sonra ancak Şubat ayında vetosunu kaldırdı. Savaş döneminde Orban’ın Putin’i ziyaret etmesi de Batı kamuoyunda büyük yankı uyandırmış ve Orban’ın bu tutumu AB liderleri tarafında sıkça eleştiri konusu olmuştu. Macar liderse kendisi ‘’Rusya ile iletişim yolları her ne olursa olsun açık tutulmalı’’ diyerek savunmuştu.
Öncelikle şunu söylemek gerekir; 1989’da parlamenter demokrasiye geçiş ve ardından 2004 yılında AB üyeliğine geçiş ülke ekonomisinin büyümesinde iki önemli dönem olmuş. Bu süreçlerle birlikte Macaristan serbest piyasa ekonomisine geçmiş, özelleştirmeler artmış, dış ticarette engellemeler kalkmış, dövizle olan işlemler liberalleşmiş ve ülkeye yabancı yatırımcı çekilmiş ve hatta AB üyeliği sonrası kıta Avrupa’sı içinde odak ülkelerden biri haline gelmiş. İmalat sektörünün geliştirilmesi ve desteklenmesi Macar Hükümetinin stratejik politikalarından biridir. Lojistik imkân ve kabiliyetleriyle, Kıta Avrupası’ndaki stratejik ve merkezi konumuyla Macaristan yatırım ve ihracat hedefi olan bir ülkedir. İhracatına baktığımızda çevre ülkeler ve AB ülkelerinin payı büyüktür. Bu nedenle Avrupa’da yaşanan durağanlıktan etkilenmektedir. Son yıllarda AB’deki ekonomik aktivitenin zayıflamasından da doğal olarak etkilenmiştir.
Uluslararası yabancı yatırımcının son yıllardaki gelişmelerden kaygılı olduğu söyleniyor. Macaristan Başbakanı Orban’ın Batı’yla ilişkilerindeki sıkıntılar ve bunun yanında Rusya ve Çin’le yakınlaşması, tüm bunların yanında özellikle içerde demokratik kurumlara müdahale, yargının ve basının baskı altına alınması gibi iddialar yabancı yatırımcıyı kaygılandıran gelişmeler arasında gösteriliyor. Lakin bu durum Batılı yatırımcıyı kaygılandırsa da Doğu’dan ve özellikle Çin’den gelen doğrudan yabancı yatırımlar artıyor. Macaristan’ın gayri safi milli hasılasının üçte biri sanayi sektöründen........
© Ekonomim
visit website