Bu köşede sık sık değişim yönetiminden bahsediyoruz. Ancak bu iş hiç de kolay değil. Başarı için gereken ilk adım ise, ‘neofobi’ denen yenilik korkusunu yenebilmek.
Neofobi en çok çocuklarda ve yaşlılarda görünen bir durummuş. İki yaşına kadar yaşadığımız ortamı tam çözemediğimiz için anneden uzaklaşmaktan, farklı ortamlara girmekten veya yeni gıdalar denemekten kaçınmak yaygın oluyormuş. Şirketler için de kendine güvenin düşük olduğu dönemlerde yenilikten çekinmek hayli yaygın bir durum. Yaşlılık yıllarında ise, zarar görmekten kaçınma (‘ya düşersem?’) hissi geri geliyor, üstelik buna umursamazlık (‘yapsam ne olacak ki?’) da ekleniyormuş. Pek çok şirkette çekinmeyi/ korkuyu da umursamazlığı/ isteksizliği de sıkça gözlemledim. Her ikisinin de sonu iyi gelmez, bu vesileyle söylemiş olayım.
Peki, böyle bir durum sizin şirketinizde de var mı? Bunu test etmek için kendinize birkaç soru sormanızı öneriyorum.
Mesela, muhtemel fırsatlar ‘armudun sapı, üzümün çöpü’ denerek hayata geçirilmiyor mu? Mesela, kararlar genelde erteleniyor veya........