Yarının cahilleri miyiz?
Fütürist Alvin Toffler’ın şu sözünü çok beğenirim: "Yarının cahilleri, okuyup yazamayanlar değil; öğrenemeyen, öğrendiğini unutamayan ve yeniden öğrenemeyenler olacak." Kendimizi ve şirketimizi bu eksenlerde değerlendirelim.
ÖĞRENMEK ile başlayalım. Ne de olsa, herhalde hiç kimsenin itiraz edemeyeceği bir özellik. Ancak, detaylara gelince işler çetrefilleşiyor.
Mesela, öğrenmeye gerçekten açık mıyız? Yoksa her işi bildiğimiz gibi yapmanın konforuna kapılıyor muyuz? Yeni şeyler önerenlere ilk tepkimiz ‘biraz daha anlatır mısın?’ mı oluyor, yoksa ‘bu işi burada bu şekilde yapıyoruz’ mu?
Mesela, veriler umduğunuz gibi çıkmazsa tahminlerinize, temennilerinize, tecrübelerimize mi güveniyoruz, önümüze gelen analizlere mi? Verilerle kavga edilen o kadar çok toplantıya katıldım ki! Satışlar düştüğünde ‘o hafta havalar kötüydü’, kâr marjı azaldığında ‘toptan müşterilerimiz bu aralar çok istekli’ gibi cevapları sıkça işittim. Bunun ‘aslında kilo verdim ama baskül yanlış tartıyor’ ifadesinin kurumsal versiyonu olduğunu söyleyebiliriz. Elbette verilerde mevsimsellik, tek seferlik olaylar, ölçüm yöntemi gibi faktörler olabilir (baskül........
© Ekonomim
visit website