HUKUKA GÖRE
Önceki yazımda, önümüzdeki günlerde Meclis’e sunulması beklenen 9. Yargı Paketi ile İdari Yargılama Usulünde gerçekleştirilmesi düşünülen değişikliklerden, tek hâkimle verilen kararlardan kesin olanları belirleyen, bir başka deyişle istinaf yolu kapalı olacak kararları belirleyen parasal sınırın yüksekliğini gündeme getirmiş ve sınırın düşürülmesi gerektiğini belirtmiştim.
Bu yazımda ele alacağım iki konudan birincisi, gerek tek hâkimle verilip istinaf yolu kapalı olacak kararları belirleyen parasal sınırın, gerek istinaf mahkemesi kararlarından temyiz yolu açık olanları belirleyen parasal sınırın hangi tarih itibariyle uygulanması gerektiği konusu. Bu konuda idareye müracaat tarihi, dava açma tarihi, karar tarihi gibi çeşitli tarihlere göre belirleme yapılabilir.
9. Yargı Paketi bu konuda, vergi mahkemesi veya istinaf dairesinin karar tarihinde geçerli parasal sınırların esas alınacağı yönünde düzenleme öngörmektedir. Oysa bu yönde yapılacak bir düzenleme, kanunda var olduğu Anayasa Mahkemesi’nce de belirtilen belirsizlik ve öngörülemezlik halinin sürdürülmesi anlamını ifade etmektedir. Böyle bir durumda davacı davasını açarken, hatta davası sürerken dahi, duruma göre, davasının istinaf veya temyiz yoluyla incelenip incelenmeyeceğini bilemeyecek, bu da davacı için yargılama usulünde bir öngörülemezlik yaratacaktır.
Halen söz konusu sınırlar, kanun boşluğu dolayısıyla içtihata göre uygulanmaktadır. Mevcut içtihata göre, vergi mahkemesi veya istinaf dairesinin kararına karşı üst mahkemeye başvurulup başvurulamayacağı karar tarihinde geçerli parasal sınırlara göre belirlenmektedir. Bu uygulama ise iptal kararında Anayasa Mahkemesi tarafından eleştirilmiş ve iptal gerekçeleri arasına alınmıştır. Öte yandan içihadın bu yönde gelişmesinin her hangi bir makbul hukuki........