Cebri tahsil işlemlerinde hata savı ileri sürülebilir mi?

Bu yazımda, idarenin vadesinde ödenmemiş alacaklarını tahsil amacıyla 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun kapsamında gerçekleştirdiği idari işlemler aleyhine, bu işlemlerde hata olduğu gerekçesi ile 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun “hata ve düzeltme” müessesi kapsamında idari başvuru yapılıp yapılamayacağı üzerinde duracağım. Aslında bu konuyu daha önce, cebri tahsilat işlemleri içerisinde en çok karşımıza çıkan ödeme emri üzerinden incelemiştim. Bu nedenle konuyu önce yine kısaca ödeme emri üzerinden değerlendireyim.

Her idari işlem gibi, vergi dairelerince tanzim edilerek mükelleflere tebliğ edilen ödeme emirlerine karşı da haksız oldukları iddiası ile tebliğini izleyen 15 gün içinde iptal davası açılabilir. Ancak bu davada ileri sürülebilecek iddialar, Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkındaki 6183 sayılı Kanun’un 58. maddesi ile sınırlandırılmıştır. Bu sınırlandırmanın varlık sebebi, ödeme emirlerinin ancak, kamu alacaklarının artık tartışılamayacak derecede kesinleşmiş aşamada bulunduğu hallerde oluşturulabilecek bir idari işlem olduğu düşüncesine dayanmaktadır. 6183 sayılı Kanun’un anılan maddesine göre, ödeme emirleri aleyhine açılacak davalarda davacı ancak, “böyle bir borcun olmadığı”, “borcun kısmen ödendiği” veya borcun zamanaşımına uğradığı” iddiasını ileri sürebilir. (Bu dava sebeplerinin içerik ve kapsamlarına daha önce değindiğimden tekrar aynı konulara girmiyorum)

Ödeme emirlerine karşı açılacak davaların, Vergi / Ceza ihbarnamelerine karşı açılan davalardan bir önemli farkı da, yürütmeyi durdurmamasıdır. Bir başka anlatımla ödeme emrini tebliğ eden vergi dairesi, bu ödeme emri aleyhine dava açılmış olsa dahi, icra işlemlerine devam edebilir. Ödeme emrinin yürütülmesinin durdurulabilmesi, ancak dava açılan mahkemeden yürütmeyi durdurma kararı alınabilmesi ile mümkün olabilmektedir.

Kendilerine ödeme emri tebliğ olunanların, genellikle, ödeme emrinin ödeme yapılmış olmasına rağmen........

© Ekonomim