2025 yılında elde edilen kâr paylarında vergileme |
Kâr dağıtımı, gerçek kişilere yapıldığında stopaj ve bazı koşullarla yıllık beyan yükümlülüğünü getirmektedir. Şirketler bazen bu yüzden bazen de şirketin mali yapısının güçlendirilmesi yahut yatırımları için kaynak oluşturmak amacıyla kâr dağıtmayarak kârı yedek akçelere veya genel kurul kararı ile oluşturulan fonlarına eklemeyi tercih edebilmektedirler.
Kârı dağıtmak mı iyidir, yoksa şirkette tutmak mı iyidir? Bu soruya ancak şirket bazında karar verilebilir. Şirketler bazen dağıtılacak kâr miktar veya oranını, ortaklarının veya büyük ortağın alacağı kâr payının beyan sınırının altında kalacak şekilde belirlemeye özen göstermektedir. Bu da beyan kurallarının önceden bilinmesini gerektirmektedir.
Tam mükellef kurumlardan elde olunan kâr paylarının vergilendirme ve istisna uygulamasında en önemli konu, şirketçe dağıtılan kârın hangi yıla ait kazançlardan olduğu noktasında düğümlenmektedir. Bu nedenle genel kurul kararında hangi yıl kazancının dağıtıldığının belirtilmesinde bazen yarar olabilmektedir.
2003 sonrasına ait kâr payları
Gelir Vergisi Kanunu’nun (GVK) 22/2. maddesine göre, tam mükellef kurumlardan elde edilen ve 75/2. maddesinin 1 - 3. bentlerinde yer alan kâr paylarının yarısı gelir vergisinden istisna edilmiştir. Bu düzenlemelere göre yarısı vergiden istisna olan kâr payları anonim şirketlerde, hisse senedi veya ilmuhaber sahiplerine, menkul kıymete bağlanmamış çıplak pay sahiplerine, kurucu senetlerine veya intifa senetlerine, yönetim kurulu başkan ve üyelerine ödenen kâr paylarıdır. Limitet şirketlerde istisnadan yararlanacak kâr payları ise ortaklara ödenen kâr payları ile organ sıfatını haiz müdürlere ödenen kâr paylarıdır.
Söz konusu istisnaya tâbi kâr payları, -kural olarak – GVK’nın 94/1-6. maddesine göre dağıtımda gelir vergisi stopajına tabidir. Stopaja tabi tutularak elde edilen gelirlerin beyan sınırı ile mukayesesinde ve beyannameye aktarılmasında kural, bu gelirlerin brüt olarak nazara alınmasıdır. Net........