Emisyon primi, payın şirket esas sözleşmesinde belirlenmiş olan itibari değerini aşan bir bedelle ihraç edilmesi durumunda, itibari değeri aşan kısmı olarak tanımlanıyor. Bu yazımızda, emisyon priminin vergilendirilmesi ve bu konu ile bağlantılı olan güncel gelişmeleri ele alacağız.
Emisyon primi, kurumlar vergisinden istisna tutulan bir kazanç kalemi olarak kabul ediliyor. Dolayısıyla, şirketlerin emisyon primli pay ihraç etmeleri durumunda emisyon primine yönelik herhangi bir vergi ödeme yükümlülükleri bulunmuyor.
Türk Ticaret Kanunu’nda yeni payların çıkarılması sonucunda elde edilen primin, çıkarma giderleri, itfa karşılıkları ve hayır amaçlı ödemeler için kullanılmamış bulunan kısmının genel kanuni yedek akçe olarak ayrılacağı öngörülüyor. Buradan hareketle, emisyon primi uygulamada sermaye yedeği yani kanuni yedek akçe hesabı altında takip ediliyor. Gelir İdaresi Başkanlığı tarafından yayımlanmış olan Tek Düzen Hesap Planı kapsamında emisyon primlerinin “520- Hisse Senetleri İhraç Primleri” başlığı altında muhasebeleştirildiği görülüyor. Bu kapsamda, emisyon primleri gelir hesapları ile ilişkilendirilmiyor ve gelir tablosu hesaplarına aktarılmıyor. Dolayısıyla, emisyon primi, Gelir İdaresi Başkanlığı tarafından vergiye tabi bir kazanç kalemi olarak nitelendirilmiyor.
Emisyon priminin vergilendirilmesi konusundaki yargı kararlarını ele alırsak, 2009 tarihli bir Danıştay kararında emisyon priminin kazanç niteliğinde değerlendirmediğini, 2001 tarihli bir Yargıtay kararında da emisyon priminin, şirket pay sahiplerine dağıtılması gereken gerçek anlamda bir dönem kârı olarak değerlendirilmediğini görüyoruz. Dolayısıyla, yargı kararları ve mevzuattaki düzenlemeler birlikte değerlendirildiğinde,........