Eski bir Hazineci’nin isyanı!

Hazine, Maliye Bakanlığı’nın birimlerinden biri değilken, yani ayrı bir müsteşarlıkken burada üst düzey görev yapmış bir dostum var. Bürokrasideki görevinden yıllar önce emekli olmakla birlikte Türkiye’nin ekonomik sorunlarına kafa yormaktan hiç vazgeçmez ve zaman zaman bu sorunlarla ilgili görüşlerini kaleme alır ve benimle de paylaşır. Geçenlerde kendisinden çok iyi bildiği Hazine’nin borç durumu konusunda bir e-posta aldım. Konu Hazine’nin borcuydu ama aslında üstünde durulan vergi uygulamalarındaki yanlışlardı.

İsminin kullanılmasından pek hoşlanmadığını bildiğim için bana gönderdiği notu aynen paylaşıyor ama bu görüşlerin başta Hazine’yi ve Türkiye’nin tüm ekonomik sorunlarını çok iyi bilen bir isme ait olduğunu bir kez daha belirtmek istiyorum.

Bu ifadeyi kaçıncı kez kullandığımı hatırlamıyorum. Gerek derslerimde, konuşmalarımda gerek yazılarımda onlarca defa olmuştur. En üzüldüğüm tarafı (belki de benim beceriksizliğim!) konunun önemi hakkında yeteri kadar ikna edici olamadım. Bir defasında, bir muhalif milletvekili, “ABD’de aynı durum yok mu” gibilerden bir cevap vermişti. Adam konudan o kadar uzak ki, ABD ekonomisi ile bizimkini aynı sanıyordu.

Konuya tekrar değinmemin nedeni, geçenlerde TBMM’de kabul edilen vergi kanununa yönelik tartışmalarda, yetkililerin, “Bazı şirketlerden vergi alamıyoruz” diye itiraf etmeleri. Ama bu itirafın da yeteri kadar gündem olmaması.

Bazıları konuya sadece mevzuat açısından bakıp, “yasa dışı bir şey yok” diye geçiştiriyor. Haklılar. Onların ekonomi dedikleri şey yasa, kararname, tüzük, tebliğ ve özelge. Kimden ne........

© Ekonomim