Bu endeks artık dikiş tutmaz ve yenilenmesi kaçınılmaz

Farkındayım bu enflasyon konusu biraz pehlivan tefrikasına döndü. Ne var ki konu çok ama çok önemli, hem bugünkü yazım da “tefrika”nın son yazısı...

Bir tarafta milyonlarca çalışanın maaş ve ücreti açıklanan bu enflasyona göre belirleniyor. Bu çalışanları yalnızca kamu kesimi olarak da düşünmemek gerek, sonuçta özel sektörde istihdam edilenlerin geliri belirlenirken de TÜİK’in verileri esas alınıyor.

Diğer tarafta ürettiği mal ve hizmetin fiyatını kendileri belirleyebilen kesimler de zam oranına karar verirken yine TÜİK’in açıkladığı orana bakıyor.

Dolayısıyla TÜİK’in açıkladığı TÜFE’deki değişim oranı çok önemli. Ancak TÜFE’de dikkate alınan fiyatların afişe olmasıyla birlikte bu endekse olan güven neredeyse tümüyle yok oldu. TÜFE ile ortaya konulan oranlara zaten pek inanılmıyordu, şimdi daha da geri gidildi.

TÜİK bundan sonra ne oran açıklarsa açıklasın, gerçeğin daha yüksek olduğu yargısını kimse yıkamaz.

Türkiye de artık kimsenin inanmadığı ve gerçekçi bulmadığı bir enflasyon oranıyla yoluna devam edemez.

Şu durumda yapılacak olan belli...

Yeni bir fiyat endeksi, daha doğrusu en az iki yeni fiyat endeksi oluşturmak, sıfırdan!

Ama bunu yaparken gerçek fiyatları esas almak gerektiğini söylemeye bilmem gerek var mı?

İki endeksten kastım TÜFE ve Yİ-ÜFE değil.

Yİ-ÜFE aynen devam edebilir ama artık TÜFE’yi ikiye bölmek gerekiyor.

Mevcut TÜFE bu haliyle devam etmeli ama TÜFE’den bazı mal ve hizmetler ayıklanmak suretiyle artık adı ücretliler geçinme endeksi mi olur, yalnızca geçinme endeksi mi olur, yeni bir endeks oluşturulmalı.

Devlet Planlama Teşkilatı ve Merkez Bankası’nda uzun yıllar görev yapmış olan iktisatçı Zafer Yükseler, TÜİK’in madde fiyatlarını henüz gizlemediği yıllarda bu fiyatları esas alarak benzer bir endeksi her ay hesaplayıp kamuoyuyla paylaşırdı. Yükseler, “her ay tüketilen ya da tüketilmesi muhtemel olan” ürünleri kapsayan Hızlı........

© Ekonomim