Ara tatiller, kitap ve dayatmalar!..

Ara tatiliniz umarız keyifli geçmiş, verilen molaya değmiştir. Kim kaç kitap okudu, öğrencilerin, öğretmenlerimizin kaçı sinemaya, tiyatroya, tatile gitti, ne kadarı mutluydu, ne
kadarı ne gereği vardı ruh hali içerisindeydi. En önemlisi de kaçı dinlenebildi?..

En kolay çözülebilecek sorunları bile içinden çıkılamaz hale getirmekte üzerimize yok.
Ara tatiller de onlardan birisi.
Tıpkı yaz saati uygulaması gibi üzerinde yeterince konuşmadan “biz yaptık oldu” denildi ve öylece devam ediyor!
Bu konuda çok enteresan bir anekdot var:
Bir komutan yeni atandığı askeri birliği denetlerken, kel alaka bir yerde nöbet tutan bir asker görür. Çok yıllar öncesine kadar araştırır ve her komutan bizden önce de vardı, devam
ettirdik der. En sonunda birisi tamam hatırladım, o nöbetçiyi oraya, yeni boyadığımız banklara hiç kimse oturmasın ben görevlendirmiştim der ve olay çözüme kavuşur…
Eğitimdeki pek çok uygulama da çok uzun yıllardır bu şekilde devam ediyor!..
Atalarımızın “Böyle gelmiş, böyle gider” demesi de galiba bu yüzden!..
Daha da vahimi herşeyi sürekli öteliyoruz ya da hiç olmadık anda, hiçbir hazırlık yapmadan
yeni kararlar alıyoruz. Sözler veriyoruz, gereğini yerine getirmiyoruz. Oysa zamanında
yapılmayan her ayrıntı, bir süre sonra sırtımızda ya da beynimizde artık taşınamayacak bir
yük haline geliyor!
Zaman yönetimi, sorumluluk, sorun çözme, sorma, sorgulama, araştırma, inceleme konularında keşke çok daha donanımlı nesiller........

© Eğitim Ajansı